YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/16617
KARAR NO : 2012/16871
KARAR TARİHİ : 09.10.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVALILAR :1-…
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, “davanın kabulü ile, davacının 27.10.2004-31.07.2007 tarihleri arasında dava dışı taşeron şirketler yanında sürekli davalı Kocaeli Üniversitesi işyerinde çalıştığının ve davalı … şirketi çalışanı olarak 1.2.2007-16.11.2007 tarihleri arasında sürekli çalıştığının ve eksik prim gün sayısının 208 gün olduğunun tespitine” şeklinde hüküm kurularak karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları,tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Gerek yargılama sırasında yürürlükte olan 1086 sayılı H.U.M.K.’un 388/son maddesi gerekse de 1.11.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı H.M.K.’ nın 297/son maddesi gereğince, hüküm kısmında istek sonuçlarından her biri hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, 1086 sayılı H.U.M.K’ un 389. maddesi uyarınca verilen karar ile iki tarafa yükletilen yükümlülüklerin kuşku ve duraksamayı gerektirmeyecek surette çok açık olarak yazılması gerekir.
Tüm dosya kapsamından; davalıların … ile Esas … Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. olduğu, hüküm kısmında davalı olduğu belirtilen Kocaeli Üniversitesi’nin gerçekte davalı olmadığı, davalı işyerinin 11.1.2007 – 31.12.2007 tarih aralığında 506 sayılı Kanun kapsamında olduğu, davacı adına 3.9.2007 tarihinde davalı işverence verilmiş işe giriş bildirgesinin olduğu, davacının 1999/3. dönem – 31.1.2007 tarih aralığında muhtelif işyerlerinden, 3.9.2007 – 19.11.2007 tarih aralığında davalı işyerinden, yine 17.11.2007 tarihinden sonra da başka işyerinden bildirilen çalışmalarının olduğu, dinlenen tanıkların dava konusunun tamamını kapsayacak şekilde çalışması olan bordro tanığı niteliğinde olmadığı, davacı ile davalı işveren arasında imzalanmış olan 3.9.2007 tarihli iş sözleşmesi uyarınca sözleşmenin başlangıç tarihinin 3.9.2007, bitiş tarihinin 31.12.2007 olduğu, davacıya 2009 yılı Eylül ve Ekim aylarında 500,00 TL maaş bedeli ödendiğine ilişkin dekontlar olduğu, müfettiş incelemesinin tamamlanmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda; davacının davalı Kuruma, başka işyerlerinden bildirilen çalışmalarının olması karşısında; davacının “27.10.2004-16.11.2007 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığının tespitine, 1.2.2007-3.9.2007 tarihleri arasındaki sürenin sigortaya kaydına ve bu sürelere ait yatırılmayan primlerin davalı tarafından diğer davalı kuruma ödenmesine” şeklindeki talebi net bir talep olmadığı gibi, mahkemece; “davanın kabulü ile, davacının 27.10.2004-31.07.2007 tarihleri arasında dava dışı taşeron şirketler yanında sürekli davalı Kocaeli Üniversitesi işyerinde çalıştığının ve davalı … şirketi çalışanı olarak 1.2.2007-16.11.2007 tarihleri arasında sürekli çalıştığının ve eksik prim gün sayısının 208 gün olduğunun tespitine” şeklinde kurduğu hükmün net bir hüküm olmadığı ve infazda tereddüde yol açacak nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Yapılacak iş; davacıya talebini net bir şekilde açıklatmak, ondan sonra ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, davacının çalışmalarının geçtiği yerlerde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen çalışanları tespit edip çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan … Tic Ltd Şti’ne iadesine, 09.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi