Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/16109 E. 2013/21435 K. 21.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/16109
KARAR NO : 2013/21435
KARAR TARİHİ : 21.11.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve özellikle davalı Kurum vekilinin vekaletnamesinde temyizden feragate ilişkin yetki bulunmadığı gibi, Kurumun Genel Müdürlüğü’nden bu hususta usulüne uygun bir “olur” alındığına ilişkin belge de sunulmamasına göre, davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacının temyizine gelince;
Dava; davacıların yönetim Kurulu üyesi olduğu, Bayındır Turizm Yemek Üretim Temizlik Ticaret ve İşletmeciliği A.Ş.’nin 2010/27276,27277,27278 takip sayılı dosyalarında takip edilen, 2006/1 ila 12.aylara ilişkin prim ve idari para cezası borçlarından dolayı 08.12.2011 tarihinde düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; ödeme emirlerine konu borç dönemlerinde davacılar borçlu şirketin yönetim kurulu üyeleri olduklarından davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıların ödeme emirlerine konu borç dönemlerinde borçlu şirketin yönetim kurulu üyeleri oldukları, dava konusu borcun 2006/1 ila 12.aylara ilişkin prim ve idari para cezası borçları ile gecikme zammından oluştuğu, 2010/27276,27277,27278 takip sayılı dosyalarında takip edilen Kurum alacağı ile ilgili davacıya gönderilen ödeme emirlerinin 22.12.2011 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 27.12.2011 tarihinde süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 80/5, 80/12 ve 6183 sayılı Yasa’nın 58. maddeleri ile İİK’nun 72. maddesidir. 506 sayılı Yasa’nın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Yasa’nın uygulanmasında Maliye Bakanlığı, diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.” 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı bir neden olmaksızın yasal süresi içinde ödemeyen özel hukuk tüzel kişilerinin üst düzey yönetici ve yetkililerin Kurum’a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür. 6183 sayılı Yasa’nın 58/1. maddesine göre ise, “ Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabilir.
Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere “üst düzey yönetici” kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına emir ve tasarruf yetkisine sahip özel şekilde kendisine yetki verilen kişidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 317. maddesine göre anonim şirketlerde şirketi yönetmek ve temsil etmek yönetim kuruluna aittir. Anonim şirkette primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu üst yönetici ve yetkiliden söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekir. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir.
Somut olayda, dava konusu borcun 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu, 506 sayılı Kanunun ilgili maddelerinin olaya uygulanması gerektiği, davacıların borçlu şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu, yönetim kurulu başkanı veya vekili ya da şirketi temsil ve ilzam yetkisine sahip kişilerden olup olmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; borçlu şirketin yönetim kurulu üyesi olan davacıların, yönetim kurulu başkanı veya vekili ya da şirketi temsil ve ilzam yetkisine sahip kişilerden olup olmadığını araştırmak, bahsedilen şekilde yetkili kişilerden olduklarının tespiti halinde şimdiki gibi davanın reddine, aksi halde kabulüne karar verilmesi gerekirken … şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.