Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/14270 E. 2013/20809 K. 14.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/14270
KARAR NO : 2013/20809
KARAR TARİHİ : 14.11.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine, 01/09/2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı, 1.1.1986-31.1.1989 tarihleri arasında Tarım … sigortalısı olduğunun tespiti ile 15.4.2005-15.1.2007 tarihleri arasında davalı … işyerinde hizmet akdi ile çalıştığının tespiti ve 1.9.2008 tarihi itibari ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 2005/4-2007/1 tarihleri arasında toplam 367 gün davalı … işyerinde çalıştığının tespiti ile 1.1.1986-30.1.1989 tarihleri arasında Tarım … sigortalısı olduğunun tespiti ve yaşlılık aylığı tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 1.9.2008 tarihi itibari ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
1-2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılık yönünden;
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 29.3.1985 tarihinde kuruma kayıtlarına intikal eden işe giriş bildirgesi uyarınca 1.1.1985 tarihinden itibaren res’en Tarım … sigorta tescilinin yapıldığı ve SSK’lı çalışmaya başladığı 1.2.1989 tarihi itibari ile davacının sigortalılığının iptal edildiği, davacının 20.4.1982-31.12.1985 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigorta kaydının, 25.5.1993-31.10.1994 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa uyarınca isteğe bağlı sigorta kaydının, 7.4.1981-31.12.1985, 7.4.1982-1.2.1987 tarihleri arasında vergi kaydının, 27.10.1982-2.6.2003 tarihleri arasında kooperatif kaydının bulunduğu, başkaca kaydının bulunmadığı, 26.8.2008 tarihinde hizmet birleştirmesi yaparak ssk’dan yaşlılık aylığı bağlanması talebi ile kuruma başvurduğu ancak tarım … sigortalılığı iptal edildiğinden dosyasının işlemden kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Gerçekten tarım … sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, gerek 506 ve gerekse 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartların da gerçekleşmesi halinde 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım … sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve anılan çalışmaların sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Bunun yanında 2926 sayılı Yasa’nın 5 ve 6.maddelerine göre tarım … sigortalılığının 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların başlamasından bir gün önce sona ereceğinin ve bu çalışmaların sona ermesinden bir gün sonra başlayacağının gözönünde bulundurulması gerekir.
Mahkemece, davacının Tarım … sigortalısı kabul edildiği sürelerde, uzun süreli 1479 sayılı Yaba’ya tabi çalışmalarından sonra sigortalılığın ancak bir prim kesintisi veya tescil isteği bulunması halinde başlatılabileceği gözardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup bozma nedenidir.
2-Hizmet Tespiti yönünden;
Dosya içindeki kayıt ve belgelerden; davacı hakkında davalı işveren tarafından düzenlenmiş işe giriş bildirgesinin bulunmadığı, davacının davalı işyerinde 2005/4. aydan itibaren geçen bir kısım çalışmalarının kurum kayıtlarında gözüktüğü, İhtilaf konusu dönemde davalı işyerinin yasa kapsamında olduğu ve dönem bordrolarının mevcut olmasına rağmen, resmi kayıtlara göre nizalı dönemin tamamında çalışmış tanıkar dinlenmeksizin sonuca gidildiği görülmüştür. Dinlenen tanık beyanlarının da hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Yapılacak iş, dava konusu edilen döneme ait dönem bordrolarını getirtip davalı işyerinin kanun kapsamına alındığı tarihi araştırmak, dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile … şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.