Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/14268 E. 2013/20316 K. 11.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/14268
KARAR NO : 2013/20316
KARAR TARİHİ : 11.11.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 15/08/2000-01/06/2002 tarihine kadar davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde … şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacı adına işe giriş bildirgesinin verilmediği, davacının hizmet cetvelinin getirtildiği, davacı adına davalı işyeri tarafından 01/06/2002-14/03/2003 dava dışı dönem içerisinde hizmet bildiriminde bulunulduğu, 2001/3-2002/2 dönem bordrolarının ve davalı işyeri adına tescilli işyeri kayıt bilgilerinin getirtildiği, davacıya ilişkin kaydın bu bordrolarda yer almadığı, davalı ve davacı tanıklarının dinlenildiği ancak dinlenen davalı ve davacı tanıklarının hizmet cetvellerinde davalı işyerine ait sicil numarası dışında başka bir sicil numarası ile hizmet bildiriminde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Kanun kapsamına alınma tarihi olan 04/05/2000 tarihinden itibaren davalı işyerinin başka bir sicil nosu ile tescil edildiği görüldüğünden; tanıkların aynı işyerinde çalıştıklarını bildirmelerine rağmen davalı ve davacı tanıklarının aynı işyerinde çalıştıkları anlaşılamamaktadır. Öte yandan dinlenen tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu, tanık beyanlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; tanıklar adına hizmet bildiriminde bulunan işyerlerinin kime ait olduğunu, ne zaman tescil edildiğini araştırmak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek bakımından bu işyerindeki başka bordro tanıklarını dinlemek, gerektiğinde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenlerinin veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile … şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı …’ye iadesine
11/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.