YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13069
KARAR NO : 2013/18657
KARAR TARİHİ : 21.10.2013
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVALILAR :
Davacı, … … ödemelerine ilişkin faiz, nema ve katkı paylarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum ve Maliye Hazinesi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, konut edindirme yardımı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı davasını atiye terk etmiş olmakla mahkemece bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlâl edilenler tarafından açılacak tam yargı davalarının görüm ve çözümünün idari yargı yerlerinin görevine girdiği tartışmasızdır.
Bununla birlikte, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun “idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2 nci maddesinin 1’inci bendinde de; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.
Somut olayda Konut Edindirme … alacağının tahsiline ilişkin olan davanın, söz konusu işlemin idarenin tek yanlı ve kamu gücünü kullanarak gerçekleştirmiş olduğu bir işlem olması karşısında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde yer alan “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlık Mahkemesinin 2013/531 E. 2013/680 K. sayılı 13.05.2013 tarihli ilamı da bu yöndedir.
Görev kamu düzenine ilişkindir. Dava 2577 sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca adli yargının görevi dışında kaldığından yargı yolu bakımından dilekçenin reddine karar vermek gerekirken işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
0 halde, davalı Hazine ve Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.