YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12701
KARAR NO : 2013/18684
KARAR TARİHİ : 21.10.2013
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, isteğe bağlı sigortalılık sürelerinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının “01.11.1997-25.08.2003 tarihleri arasında isteğe bağlı SSK ya tabi sigortalı olduğunun tespitine” karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 30.10.1997 tarihli talebine istinaden 01.11.1997 tarihinden itibaren İsteğe Bağlı SSK sigortalısı olarak tescil edildiği, 25.08.2003 tarihli matbu dilekçe ile 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’nun geçici 1.maddesinin K fıkrası uyarınca isteğe bağlı sigortalılığına ilişkin prim borçlarının yapılandırılmasını talep ettiği, ancak hiç prim ödemesi yapmadığı, bunun üzerine davalı Kurum tarafından davacının isteğe bağlı sigortalılığının iptal edildiği, mahkemece davacının 506 sayılı Kanun’un isteğe bağlı sigortalılığı düzenleyen 85.maddesinde değişiklik yapan ve isteğe bağlı sigorta priminin art arda üç ay ödenmemesi halinde isteğe bağlı sigortalılığı sona erdirilmesini düzenleyen 4842 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 01.05.2003 tarihine kadar isteğe bağlı sigortalı sayılacağına karar verildiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasa’nın 01.05.2003 tarihinde yürürlüğe giren geçici 85.maddesi ile, “bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce isteğe bağlı sigortalı olup Kuruma prim borcu bulunanlar bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde prim borçlarını gecikme zammı ile birlikte ödemeleri halinde sigortalılıkları devam eder, ancak bu süre içinde borcun ödenmeyen kısmına ait süreler hizmetten sayılmaz” düzenlemesi getirilmiştir. Buna göre, sigortalıların 01.05.2003 tarihinden itibaren 6 ay içinde yani 01.11.2003 tarihine kadar primi ödenen sigortalı günlerinin geçerli sayılması mümkündür.
06.08.2003 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’nun geçici 1. maddesinin (K) fıkrasında; 506 sayılı Kanunun 85. maddesine göre isteğe bağlı olarak devam eden sigortalıların, öngörülen süre içerisinde Kuruma yazılı başvurmaları durumunda, 30.06.2003 tarihi itibarıyla prim ve gecikme zammı borçlarının yeniden yapılandırılarak belirleneceği, taksitlendirme anlaşması yapılan borçluların, ödeme yükümlülüklerini bir takvim yılı içinde art arda üç kez yerine getirmemeleri durumunda bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkını kaybedecekleri, yapılandırma isteminde bulunup, anılan yükümlülüğü yerine getiren isteğe bağlı sigortalılar hakkında 506 sayılı Kanunun geçici 85. maddesinin c bendi hükmünün uygulanmayacağı, belirlenen sürede 506 sayılı Kanunun 85. maddesinin (D) bendinin c alt bendine göre isteğe bağlı sigortalılığı sona erenlerden istemde bulunanlar hakkında da bu hükmün uygulanacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, davacının 01.05.2003 tarihinden önceki isteğe bağlı sigortalılık süresine ait prim ve gecikme zammı borcunu 506 sayılı Yasa’nın geçici 85. maddesinin (c) bendine göre, 01.05.2003 tarihinden itibaren 6 ay içinde Kuruma ödemediği gibi, 4958 sayılı Kanun’un geçici 1.maddesinin (K) fıkrası uyarınca borçlarını yapılandırmasına rağmen, yapılandırmaya da uymadığı ve hiç prim ödemesinin bulunmadığı, 4958 sayılı Kanunun anılan geçici 1. maddesinin (K) bendinin, taksitlendirme sözleşmesi yapılan Kurum borçlularının, tahakkuk edecek cari ay borçlarını veya taksitlendirilmiş borçlarıyla ilgili ödeme yükümlülüklerini; bir takvim yılı içinde art arda üç defa yerine getirmemeleri halinde, yeniden yapılandırma hakkını kaybedeceklerine ilişkin hükmü kapsamında davalı Kurumun sözleşmeyi iptal etmekle haklı olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar vermek yerine kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.