YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12082
KARAR NO : 2012/17066
KARAR TARİHİ : 10.10.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVALILAR :
Davacı, çalıştığı yıllar itibariyle tüm gün çalışma suretiyle aylık bazda 30’ar gün olarak çalıştığının tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün , davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, 2002-2008 yılları arasında davalı …’na bağlı Batman ili Halk Eğitim Merkezi’nde usta öğretici sıfatıyla hizmet akdine dayalı olarak sürekli ve tam gün esasıyla çalıştığını belirterek Kuruma eksik bildirilen sigortalı çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalı işverene bağlı olarak, hizmet akdi ile ve işçi sıfatı ile 2002-2008 yılları arasında kararda belirtilen tarih aralıklarında , sigortalı olarak gözüken süreler dışlanmak sureti ile ayda 30 gün üzerinden çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Davanın 5510 sayılı Yasa’nın 4/I-a bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin olduğu, geçiş hükümlerini içeren aynı yasa’nın Geçici 7. maddesi hükmünde “Bu Kanun’un yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” hükmü gözetildiğinde, eldeki somut uyuşmazlığın dayandığı mevzuat hükümlerinin 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 47. maddesidir. Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ve hizmetiçi yetiştirme kurs, seminer ve konferanslarında uzman ve usta öğreticiler de geçici veya sürekli olarak görevlendirilebilir.
Öğretim tür ve seviyelerine göre uzman ve usta öğreticilerin seçimlerinde aranacak şartlar, görev ve yetkileri, yönetmeliklerle tespit edilir. Bu yasal düzenleme uyarınca çıkarılan Yönetmeliğin 5. maddesi, “Uzman ve usta öğreticiler aşağıdaki şekillerde görevlendirilirler.
1-Geçici personel olarak: Geçici personel olarak görevlendirilecek uzman ve usta öğreticiler ile yapılacak sözleşme esasları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 15.05.1975 gün ve 1897 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile değiştirilen 4. maddesine göre Bakanlıkça hazırlanır.
2-Ek ders görevi verilmek yoluyla: 4. maddede belirtilen esaslara göre ek ders görevi verilmesi yoluyla görevlendirilecek uzman ve usta öğreticilere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca 02.12.1998 tarihli ve 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan … Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslarda belirtilen miktarda ek ders görevi verilebilir . ” ; aynı Yönetmeliğin 8. maddesi, “geçici sözleşmeli olarak görevlendirilen uzman ve usta öğreticilerin haftalık çalışma süresi 40 saattir”; aynı yönetmeliğin 9. maddesi ise, “uzman ve usta öğreticilerin günlük çalışma süresi en fazla 8 saattir.
Kurum müdürü, cumartesi, pazar günleri de dahil olmak üzere, uzman ve usta öğreticilere günün 08.00-23.00 saatleri arasında görev verebilir.” hükümlerini içermektedir.
Davacının, çalışma esasları ile çalışması sırasında tabi olacağı statü yukarıda sıralanan mevzuat çerçevesinde ayrıntılı bir düzenlemeye tabi tutulmuş olup, anılan düzenlemelere egemen ilkeler usta öğreticilerin öngörülen ve önceden belirlenen süre dahilinde bir çalışma yükümlülüğünü kabullendikleri ve ders saati karşılığında da ücrete hak kazandıklarını göstermektedir.
Bu konuda ortaya çıkan uyuşmazlık sonucu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nca verilen 17.09.2008 gün 2008/10-555 Esas 2008/530 sayılı kararda da, “dinlenen tanıkların da aynı davacı gibi başka köylerde usta öğretici olarak çalışan kişiler olduğu, resmi belgeler ve davacının imzasını taşıyan belgelerle çelişkili tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği anlaşıldığından; tam gün esası ve aylık karşılığı olmayan çalışmaların, günlük çalışma saatine göre ve kısmi zamanlı çalışma olması nedeniyle bu çerçevede değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmek gerektiği” belirtilmiş olup, bu şekildeki bir çalışma ilişkisinde, tam süreli çalışmaya ilişkin hakların doğduğunu kabule olanak yok ise de, yasa ve sözleşmelerde belirtilen sınırlamalara aykırı, tam süreli hizmet sözleşmesinin unsurlarının gerçekleştiği bir çalışma durumunun, eylemli olarak oluştuğunun iddia edilip kanıtlanması olanak dahilinde bulunmaktadır.
Ancak, bu yöndeki iddia, hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin niteliği gözetilerek kanıtlanmalı; işverenin resmi kurum niteliği, ücret ödemelerinin kayıtlara dayalı olma gerekleri dikkate alınarak; Kurum kayıtlarına yansıyan bilgilerin aksinin kanıtlanmasına yönelik kanıtların hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı, sosyal güvenlik hakkının yaşama geçirilmesine yönelik davanın özelliklerinin gerektirdiği duyarlılık uyarınca denetlenmelidir.
Öte yandan, davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri bir kamu kuruluşuna aittir. Kamu kuruluşlarında çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır. Nitekim, davacıya ait çalışmaların resmi kayıtlara intikal ettirildiği de tartışmasızdır.
Mahkemece, davacının kayıtlarda gözükmeyen yıllara ait çalışmaların hangi nedenle bildirim dışı kaldığı gereğince ve yeterince araştırma konusu yapılmamış; bu yıllara ait hizmetler için de hüküm kurulmuştur.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı … Bakanlığına ait işe giriş bildirgelerinin Kuruma verildiği, hizmet cetveline göre, bunlara dayalı çalışmalarının kısmi olarak bildirildiği, bir kısım ücret bordrolarının, puantaj kayıtları ve görevlendirme çizelgelerinin getirtildiği, dava konusu dönemin tamamına ait kayıtların getirtilmediği, devam-devamsızlık çizelgesi, ders programları, ile kursa geliş ayrılış saatlerini gösterir belgelerin mevcut olmadığı, davacı gibi kurs öğreticisi olduğunu söyleyen kişilerin tanık olarak dinlendiği, davalı işyeri vekilinin cevabında davacının girdiği ders saatlerine göre 7,5 saat bir gün üzerinden hesaplanarak hizmetlerinin bildirildiğini beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının davalı işyerinde hizmet akdine bağlı çalıştığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Üstelik yönetmelikte belirtildiği gibi kendine özgü kısmi zamanlı bir çalışma düzeni söz konusudur.
Hal böyle olunca, davacının günde kaç saatini bu işe ayırdığı, okula geliş ve ayrılış saatleri de göz önüne alınarak, davacının günlük girilen ders saati itibariyle bir günde kaç saatini davalı işveren nezdinde geçirdiğini, diğer bir anlatımla; bir günlük çalışma mesaisinin tümünü davalı işyerine hasredip hasretmediğinin saptanması gerekmektedir.
Dosya kapsamına göre, davalı işveren İdare tarafından davacının görev yaptığı yerlerde davacı adına düzenli olarak tutulan ders programları, devam-devamsızlık çizelgeleri, puantaj kayıtları ve kursa geliş ayrılış saatlerini gösterir bir kısım belgelerin mevcut olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, davanın özelliği nedeni ile, her türlü delil ile ispatın mümkün bulunması ve delil serbestliğine göre, tespiti istenen sürenin uzunluğu da dikkate alınarak, hükme dayanak bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan ilgili Halk Eğitim Müdürlüklerince bildirilen tarihlerde kurs açılmasına ilişkin yazıların dayanağı da araştırılarak ilgili belgeler celp edilmeli; davacının çalışmalarının geçtiği tüm yerlerdeki, kurs faaliyetlerinin yapıldığı binanın veya ünitenin yeri, merkez okula yakınlığı ve irtibatı, faaliyette olup olmadığı, kurslara ara verilip verilmediği belirlenmeli; o yıllara ilişkin kursiyerlerin listeleri, diğer çalışan kişiler ile o dönemlerdeki belediye başkanlığında çalışanlar ve ilgili muhtarlar belirlenip tanık olarak dinlenerek faaliyete ilişkin beyanları alınıp; emniyet ve jandarma aracılığı ile dava konusu dönemler için kurs faaliyetinin yürütümünün fiili olarak gerçekleşip gerçekleşmediği etraflıca araştırılmalı; ayrıca zabıta aracılığı ile dava konusu dönemlerdeki davacının çalışmalarını bilen, davası olmayan tanıklar da belirlenerek beyanları alınmalı, davacının çalışmasının fiili bir çalışma olup olmadığı somut olarak belirlenip ortaya konulmalıdır.
Bildirilmeyen çalışma saatleri belirlenip toplandıktan sonra 7,5 saati = 1 gün çalışma olduğunun kabulü ile güne tahvil edilerek eksik süreler uzman bilirkişilerden rapor alınarak hesaplanmalıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.