Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/12031 E. 2012/14125 K. 10.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12031
KARAR NO : 2012/14125
KARAR TARİHİ : 10.09.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, ilk kesinti tarihini takip eden aybaşından itibaren Tarım … sigortalısı olduğunun tespitine 6111 sayılı Kanun’dan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren 2926 sayılı Yasaya göre Tarım … sigortalısı olduğunun ve 6111 sayılı Yasadan yararlandırılmasının tespitini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile 01/04/1996-11/05/2011 tarihleri arasında (1997 1998, 1999,2000 yıllarındaki SSK.’lı çalışmaları dışında olmak üzere) tespite ve 6111 sayılı Yasadan faydalandırılmasına karar verilmiş ise de, hüküm dosya kapsamındaki belgelere uygun bulunmamaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanun’da, 506 sayılı Kanun’un 79. maddesindeki gibi, geçmiş Tarım … hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Anılan kanunun 5. maddesinde, 7. maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin, kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı belirtilmiştir. Kanunun 10. maddesindeki kayıtlar Kurum tarafından yapılacak olan tescil işlemleri için uygulama alanı bulmaktadır.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, …’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım … sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Kanun’un 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, bir-iki yıl dışında süreklilik arz ettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Prim kesintisinin bulunmadığı yıllarda, tarımsal faaliyetin saptanması bakımından, ürünlerin ne şekilde değerlendirdiğini ortaya koymak, davacının tarımsal faaliyete elverişli taşınmazlarının bulunup bulunmadığını araştırmak, tarımsal faaliyetin taşınmazların kiralanması suretiyle yürütüldüğü iddia ediliyor ise, bu konuda taşınmazların kimden, hangi yıllar için kiralandığı, hangi tarımsal ürünlerin üretimi için faaliyette bulunulduğu, kiralayan kişinin Tarım … sigortalılığının bulunup bulunmadığı, kiracının kiralama yoluyla tarımsal faaliyetini yürütmeye elverişli tarımsal alet edevatının bulunup bulunmadığı gibi ayrıntılı araştırma yapmak, gerektiğinde tarımsal faaliyetin yapıldığı iddia edilen dönemdeki muhtar ve azaların bilgilerine başvurmak, özetle, tarım faaliyetinin devam edip etmediğini hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde ortaya koymak ve sonucuna göre hüküm kurmak gerekir.
Somut olayda, davacının tescilsiz olduğu, 1996,1999,2002,2003 yıllarında prim kesintisi, 2000 ve 2004 yıllarında ürün teslimi bulunduğu, 21/02/1997-31/10/1997 arası 184 gün, 02/11/1997-2000/2. dönem arası 990 gün SSK kapsamında çalışmalarının bulunduğu görülmektedir. Dolayısıyla davacının 21/02/1997 tarihinde başlayan ve 2000/2. döneme kadar devam eden SSK’lı çalışması uzun sürelidir. Arada 1 günlük kesinti bulunması SSK.’lı çalışmanın uzun süreli olduğunu etkilemez. Uzun süreli SSK.’lı çalışmalardan sonra sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için yeniden tescil talebi, prim ödemesi ya da prim kesintisinin bulunması gerekir. Ayrıca davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasanın 6/b maddesi hükmüne göre, “diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren sigortalılıkları sona erer.” Davacının sigortalılığının, Mart/1999 yılı prim kesintisini takip eden aybaşı olan 01/04/1996 tarihinden itibaren, SSK.’lı çalışmanın başladığı tarihten 1 gün öncesi olan 20/02/1997 tarihine kadar ve uzun süreli SSK.’lı çalışmanın bitiminden sonraki Nisan/2002 prim kesintisini takip eden aybaşı olan 01/05/2002 tarihinden itibaren ürün teslim edilen yıllarda dikkate alınarak 31/12/2004 tarihine kadar tespitine karar verilebilir ise de; bu tarihten sonraki dönemin araştırılması gerekmektedir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlara uygun ayrıntılı araştırma yapılmadan 01/01/2005-11/05/2011 dönemi için tespite karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.