YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11131
KARAR NO : 2012/16083
KARAR TARİHİ : 01.10.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 01/07/2007 tarihinden itibaren … … sigortalısı olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün , davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurum’un sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacının 01.07.2007 tarihinden itibaren … … sigortalı olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece kısa kararda,”davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine; Davacının 01/07/2007-31/12/2008 arası dönemi kapsayan sürelerde … … sigortalısı sayılamayacağının tesbitine, 01/01/2009-02/04/2010 tarihleri arasındaki sürede 2009 yılında 275 gün, 2010 yılından 60 gün, 506 sayılı yasaya tabi süreleri hariç kalan sürede … … sayılması gerektiğinden buna ilişkin davacı talebinin reddine,” karar verildiği halde gerekçeli kararda “1-davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine; davacının 01/01/1985-14/06/1990 tarihleri arasındaki; 1987 yılından 30 günlük zorunlu … sigortalılık süresi hariç, kalan süredeki 2926 Sayılı Yasaya tabi … … sigortalılığının ve aynı şekilde davacının 01/04/1995-15/12/2000 tarihleri arasındaki 2926 Sayılı Yasaya tabi … … Sigortalılığının geçerli olduğunun tesbitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı kurumun sataşmasının bu şekilde giderilmesine,” denilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı görülmektedir.
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysaki, 26.03.2012 günlü oturumda tefhim edilen kısa karar ile, gerekçeli kararın çelişkili olduğu zaptın ve kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda, konuyla ilgili 10.4.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 01/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.