Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2012/10815 E. 2012/11066 K. 12.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10815
KARAR NO : 2012/11066
KARAR TARİHİ : 12.06.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/06/1986-01/04/1987 tarihleri arasında sigortalı çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava ,davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.06.1986 olduğunun tespitine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.06.1986 olduğunun tespitine ve davacının 01.06.1986 ile 01.04.1987 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığının tespitine yönelik talebin feragat nedeniyle reddine karar verilmişse de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Uyuşmazlık somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda ,mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın 5510 sayılı yasanın 4/I-a bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin olduğu, geçiş hükümlerini içeren aynı yasanın Geçici 7.maddesi hükmü gözetildiğinde , somut uyuşmazlığın yasal dayanağı 506 sayılı yasanın 79. maddesidir.
506 sayılı yasanın 79/10 maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge veya yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt , bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu iş yerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim ,görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572 ,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578,10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince, davacı adına 1.6.1986 tarihinde işe girişi gösteren işe giriş bildirgesi süresi içinde düzenlenip kuruma verilmişse de mahkemece, açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığı yeterince araştırılmadan karar verilmiştir.

Yapılacak iş; … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü … Sosyal Güvenlik Merkezinin 24.05.2010 tarihli yazısında işyerine ait dönem bordrolarının verilmediği bildirilmiş olduğundan, SGK ilgili İl Müdürlüğünden, gerekirse zabıta, Vergi Dairesi ve Meslek Odası aracılığıyla ve Muhtarlık marifetiyle giriş bildirgesinin verildiği iş yerine o tarihte komşu olan diğer iş yerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının, yoksa işyeri sahiplerinin araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı yasanın 2,6,9 ve 79/10 maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir..
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ :Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 12.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.