Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2011/847 E. 2011/4444 K. 09.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/847
KARAR NO : 2011/4444
KARAR TARİHİ : 09.05.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı,1.1.1985-4.10.2000 tarihleri arasında zorunlu SSK’lı çalışmaları dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacının ve davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; davacının 506 sayılı Yasa kapsamında kalan çalışmalar dışında, 01.01.1985-04.10.2000 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının Kurum tarafından kabul edilen ve 506 sayılı Yasa’ya tabi çalışmaları dışında kalan 01.12.1985 – 05.04.1987, 01.12.1987 – 10.01.1988, 07.06.1988- 14.08.1988, 01.01.1989 – 06.03.1989 , 01.12.1989 – 07.09.1990, 22.10.1990 – 28.02.1991, 01.12.1991 – 06.03.1992 , 09.11.1992 – 18.03.1993, 03.05.1993 – 22.06.1993, 15.10.1993 – 20.03.1994, 01.07.1994 – 03.10.2000 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine ve fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, gerek 506 ve gerekse 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartların da gerçekleşmesi halinde 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve anılan çalışmaların sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Bunun yanında 2926 sayılı Yasa’nın 5 ve 6.maddelerine göre tarım Bağ-Kur sigortalılığının 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların başlamasından bir gün önce sona ereceğinin ve bu çalışmaların sona ermesinden bir gün sonra başlayacağının gözönünde bulundurulması gerekir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 01.01.1985 tarihinde Kuruma sigortalı tescilinin yapıldığı, Kayaş Tarım Kredi Kooperatifindeki kaydının 24.08.1987 tarihinde başladığı, Kurumun 01.04.1985 tarihinde başlayan 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaları nedeniyle davacının sigortalılığını 30.03.1985 tarihinde durdurduğu, davacının 01.04.1985 tarihinde başlayan 506 sayılı Yasa kapsamındaki kesintili çalışmalarının tamamının kısa süreli olması nedeniyle bu çalışmaların sona ermesinden sonra tarım Bağ-Kur sigortalılığının yeniden başlatılabilmesi için doğrudan prim yatırılmasına veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulmasına gerek olmadığı anlaşılmakla, başlangıç ve bitiş tarihleri de gözetilerek 506 sayılı Yasa kapsamında kalan kısa süreli çalışmalar dışında kalan sürelerde davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi doğrudur. Ancak, 17.03.1992-28.11.1992 tarihleri arasındaki kısa süreli çalışma nedeniyle davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığı 16.03.1992 tarihinde durduğu, 29.11.1992 tarihinden itibaren yeniden başladığı halde mahkemenin tarım Bağ-Kur sigortalılığının 06.03.1992 tarihinde durduğunu ve 09.11.1992 tarihinden itibaren yeniden başladığını kabul etmek suretiyle hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (1.) bendinde yer alan ” 06.03.1992 ve 09.11.1992 ” rakamlarının hükümden çıkartılarak yerlerine sırasıyla “16.03.1992 ve 29.11.1992 ” rakamlarının yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA,aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 09.05.2011 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.