Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2011/835 E. 2011/1973 K. 08.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/835
KARAR NO : 2011/1973
KARAR TARİHİ : 08.03.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, 07.01.1987-09.04.2008 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine 01.05.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 7.1.1987-9.4.2008 tarihleri arasında kesintisiz olarak 1479 sayılı Yasa’ya tabi Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 1.5.2008 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının vergi kaydı esas alınarak davalı kurumca 5.1.1987 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak kayıt ve tescil edildiği, davacının Esnaf Sicil ve Oda kaydının bulunmadığı, 5.1.1987-1.6.1989, 8.4.2004-31.12.2004 ve 6.1.1997-5.12.2005 tarihleri arasında vergi kaydının devam ettiği, 13.12.2006-14.12.2006 tarihleri arasında 2 gün, 2.5.2008 tarihinde girişle 2008 yılında 178 gün, 2009 yılında da 60 gün 506 sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalı çalıştığı, 1992 yılı öncesi döneme ilişkin primlerini ilk kez 15.4.1992 tarihinde aftan ödemeye başladığı, 1992 yılından sonraki döneme ilişkin düzenli prim ödemeye devam ettiği, sigortalılık ekstresine göre son ödeme tarihinin 4.4.2008 tarihinde olduğu ve bu tarih itibariyle 1.493,93 TL pirim borcunun bulunduğu, davacının 7.1.1987-9.4.2008 tarihleri arasında terksiz olarak sigortalı sayıldığında söz konusu bu borç miktarının hangi tarihte Kuruma ödendiğinin sigorta sicil dosyasından anlaşılamadığı, sigorta formunda davacının 24.9.1984 ve devamı şeklinde Esnaf Sicil kaydının bulunduğunun yazılı olması nedeniyle davalı Kurumca bu kayda dayanılarak 9.4.2008 tarihine kadar sigortalı sayıldığı ancak bu kaydın İskender oğlu 1958 doğumlu … ait olduğunun anlaşılması üzerine davalı Kurumca davacı 5.1.1987- 1.6.1989 ve 6.1.1997- 5.12.2005 tarihleri arasında zorunlu sigortalı olarak kabul edilip 1.6.1989- 6.1.1997 ve 5.12.2005- 9.4.2008 tarihleri arasındaki sigortalılık süresinin önce iptal edildiği,
davacının ödediği primlerin değerlendirilmesini istemesi üzerine davalı Kurumca 5.1.1987-1.6.1989 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı, 1.6.1992-31.5.1994, 1.7.1994-1.8.1994, 31.10.1994- 1.12.1994, 31.12.1994- 1.2.1995, 31.3.1995- 1.6.1995, tarihleri arasında 1479 sayılı Yasaya tabi isteğe bağlı 6.1.1997- 5.12.2005 tarihleri arasında zorunlu, 5.12.2005- 31.12.2007 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği, davacının 1992 yılı yapılandırma yasasından yararlanarak 31.12.1991 tarihine kadar olan pirim borçlarını ödediği 9.4.2008 tarihli tahsis başvurusunun 31.5.2008 tarihi itibariyle 17 yıl 5 ay 26 gün 1479 sayılı Yasa’ya tabi Bağ-Kur hizmeti 1063 gün 506 sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalılığı ile 600 gün askerlik borçlanması süresiyle birlikte 7959 günü bulunduğu ve 31.12.2007 itibariyle sigortalılığı durdurulduğundan 9.000 günü dolmadığı gerekçesiyle yaşlılık aylığı talebinin reddedildiği,anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık davacının kayıtlarının bulunmadığı 1.6.1989- 6.1.1997, 5.12.2005- 31.12.2007 tarihleri arasında sigortalı sayılıp sayılmayacağı noktasındadır.
Somut olayda davacının vergi kaydı 5.1.1987-1.6.1989, 8.8.2004-31.12.2004 ve 6.1.1997-5.12.2005 tarihleri arasında bulunduğundan davacı 5.1.1987- 1.6.1989 ve 6.1.1997- 5.12.2005 tarihleri arasında zorunlu sigortalıdır. Davacının önceden Bağ-Kur’a tescili bulunduğundan, Kurumca hiçbir araştırma yapılmaksızın davacı zorunlu sigortalı sayılarak 31.12.1991 tarihine kadar olan prim borçları 1992 affı ile ödendiğinden davacıyı kendi hatalı işlemi nedeniyle yıllarca sigortalı sayan Kurumun, davacıya sigortalı olduğu inancını verdikten sonra yaptığı yanlışlığın farkına vararak sigortalılık süresini indirmesi iyi niyetten uzaktır. Yargıtay H.G.K.’nun 01.10.1997 gün, 1997/10-578 E., 1997/758 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere; davacının, Sosyal Güvenlik Hukuku ilkeleri ve Medeni Kanunu’nun 2. maddesinin uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak primi alınan 1.6.1989- 31.12.1991 tarihleri arasındaki süreler bakımından zorunlu sigortalı kabul edilmesi gerekir.
Yapılacak iş; davacıyı primleri ödenen 1.6.1989 ile 31.12.1991 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalı kabul etmek, 1.1.1992 tarihinden sonra 1992 yılı yapılandırma yasası gereğince ödenen pirim borcu dışında kalan ödemelerin davacının 1.1.1992-6.1.1997 ve 5.12.2005- 9.4.2008 tarihleri arası dönemde hangi tarihe kadar sigortalılık süresini karşıladığını Kurum’dan sormak, verilen cevaba göre karşıladığı sürelerde 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı kabul edilip, buna göre tam veya kısmi yaşlılık aylığı şartlarını değerlendirerek çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.