YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/832
KARAR NO : 2011/5131
KARAR TARİHİ : 02.06.2011
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 15.5.2003-30.11.2006 tarihleri arasında zorunlu … sigortalısı olmadığının, 506 sayılı Yasaya tabi isteğe bağlı sigortalılığın geçerli olduğunun ve 1.12.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 15.05.2003-30.11.2006 tarihleri arasında zorunlu … sigortalısı olmadığının, 506 sayılı Yasa’ya tabi isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun ve 01.12.2006 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın SSK yönünden kabulüyle, davacının, hizmet birleştirmesi gerekmeden salt 506 sayılı Yasa’ya tabi çalışmaları dikkate alınarak 506 sayılı Yasa uyarınca 01.12.2006 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiş, verilen 28.12.2007 günlü bu karar, Dairemize ait 26.03.2009 gün ve 2008/6916-4464 sayılı ilamı ile bozulmuş ise de, bozmaya uyan mahkemece bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Somut olayda davacının 09.07.1997 tarihinden itibaren 15.08.2005 tarihine kadar 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olduğu, 21.10.1982-21.06.1994 tarihleri arasında aralıklı olarak 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olarak çalıştığı, 01.06.2003-30.11.2006 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa’ya tabi isteğe bağlı sigortalı olduğu, 21.03.2007 tarihli zorunlu … sigortalılığı bilgi döküm cetvelinden davacının 09.07.1997-15.08.2005 tarihleri arasında zorunlu … sigortalısı sayılarak, 30.10.1997-23.05.2003 tarihleri arasında yoğun prim ödemelerinin bulunduğu, iki farklı kuruma tabi sigortalılığın çakıştığı 01.06.2003-15.08.2005 tarihleri arasında davalı Kurumlarca, 01.06.2003 tarihinden itibaren zorunlu … sigortalısı olarak kabul edilmesi nedeniyle yaşlılık aylığı bağlanması için Sosyal Sigortalar Kurumu’na yaptığı 30.11.2006 tarihli başvurunun reddedildiği görülmektedir.
Bozma ilamımızda belirtildiği gibi, sosyal Güvenlik Sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup “çakışan sigortalılık” olarak adlandırılan, bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumunda farklı sigortalılık statüsünde olması hali, zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılıkların çakışması halinde zorunlu sigortalılığa geçerlilik tanınarak, çözüme kavuşturulmaktadır. Ancak somut olayda, ihtilaflı dönemde zorunlu sigortalılık 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılık ise de, 1479 sayılı Yasa’nın 22.2.2006 gün ve 5458 sayılı Yasa’nın 13.maddesi ile değişik 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek 19.maddesinde bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde, daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Mahkemece bozma ilamına uygun olarak, davacının 30.10.1997-23.05.2003 tarihleri arasında ödediği görülen primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunup bulunmadığı araştırılmış ise de, 30.10.1997-23.05.2003 tarihleri arasında ödediği görülen primlerin 09.07.1997-31.05.2003 tarihleri arasındaki dönemin prim borçlarını karşıladığı, davacı 09.07.1997-15.08.2005 tarihleri arasında zorunlu … sigortalısı sayıldığında, ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu (01.06.2003) itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcunun bulunmadığı anlaşılmasına rağmen, Bozma ilamının aksine, davacının çakışan ihtilaflı dönemde 506 sayılı Yasa’ya tabi isteğe bağlı sigortalığına üstünlük tanınarak bozma öncesi gibi karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Yapılacak iş, davacının, 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalılık koşullarını taşıdığı, çakışan, ihtilaflı dönemle ilgili olarak, 21.03.2007 tarihli … prim cetvelinde 30.10.1997-23.05.2003 tarihleri arasında ödediği görülen primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunmaması nedeniyle, ihtilaflı dönemde 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu … sigortalısı sayılacağından, 506 sayılı Yasa’ya tabi isteğe bağlı sigortalılığın geçersiz olduğu ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerinin Birleştirilmesi Hakkındaki Kanunun 8. maddesinde, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca kendi mevzuatına göre aylık bağlanacağı kuralı dikkate alınarak 30.11.2006 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı koşullarını bu duruma göre değerlendirmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmadan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.