Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2011/74 E. 2012/17166 K. 11.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/74
KARAR NO : 2012/17166
KARAR TARİHİ : 11.10.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, 01/02/2009 tarihinden itibaren bağlanan yaşlılık aylığının geçerli olduğunun tespitiye kuruma fazla ödediği 7.160.00 TL’nin yasal faiziyle tahsiline, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacıya 01/2./2009 tarihi itibariyle bağlanan yaşlılık aylığının 01/02/2009 tarihi itibariyle iptali nedeni ile Davalı Kuruma 4.724.00 TL yersiz ödendiği iddia olunan maaş tutarı ile işlemiş faiz alacağı ve 301.36 TL tedavi giderinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Davacının, davalı Kuruma verdiği 14.7.1997 tarihli …’a giriş bildirgesi esas alınarak 18.2.1986 tarihinden geçerli olmak üzere kayıt ve tescilinin yapıldığı, yine davacının 23.3.2006 tarihli dilekçesi ile yurtdışında 31/01/1981-02./10/1985 tarihleri arasında geçen çalışma süreleri için borçlanma talebinde bulunduğu ve 02/01/2009 tarihli talebine binaen 01/02/.2009 itibariyle de yaşlılık aylığı bağlandığı,8.2.1986 tarihinde başlayan vergi kaydının halen devam etmesi yine 20.2.1986 tarihinde başlayan oda kaydını da halen devam diyor olması nedeniyle Kurum tarafından 25.9.2009 tarihli işlemle bağlanan yaşlılık aylığının başlangıcından itibaren iptal edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 16/06/2010 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 5997 sayılı Yasa ile 3201 sayılı Yasanın 6/B maddesinde yapılan değişikliğin geçmişe yönelik uygulanıp uygulanmadığı noktasında toplanmaktadır.
3201 sayılı Yasanın 5754 sayılı Yasa ile değişik 6/B maddesinde; “Yasa hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabii çalışanlar, ikamete dayalı bir Sosyal Sigorta ya da Sosyal Yardım ödeneği olanlar ile Türkiye’de sigortalı çalışmaya başlayanların tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. 31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun … Destek Primi hakkındaki hükümleri, bu kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz.
Yurt içinde veya yurt dışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır.” şeklinde yasal düzenleme mevcut iken, 19/06/2010 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5997 sayılı Yasa’nın 15. maddesi ile 3201 sayılı Yasa’nın 6/B maddesi değiştirilmiş ve “Yasa hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabii çalışanlar, ikamete dayalı bir Sosyal Sigorta ya da Sosyal Yardım Ödeneği alanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Türkiye’de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nın … Destek primine tabii olarak çalışmasına ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Görüldüğü gibi, 19/06/2010 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5997 sayılı Yasa ile, yurtdışı hizmetlerini borçlanarak yaşlılık aylığı bağlananlara Türkiye’de destek primi ile çalışabilme imkanı sağlanmıştır. Ne var ki, anılan bu yasa hükmünün geçmişe de yürütüleceğine ilişkin bir geçiş hükmü getirilmemiştir. Böyle olunca, 05/08/2008 tarihinden 19/06/2010 tarihine kadar Türkiye’de sigortalı çalışanların aylıklarının kesilmesi zorunludur. Yasada açık düzenleme bulunan hallerde yorum kurallarına gidilmesi ve geçmişe yönelik uygulanması mümkün değildir. Yargıtay HGK 7nun 15.6.2012 gün ve 2012/21-196 E,2012 /396 K sayılı kararı da aynı yöndedir.
Somut olayda, davacının 19/06/2010 tarihinden önce devam eden vergi ve oda kayıtları nedeniyle 5510 sayılı Yasaya göre sigortalı çalışması bulunduğu sabit olduğuna göre,bağlanan yaşlılık aylığının başlangıcından itibaren kesilmesinde ve ödenen aylıkların geri istenmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 11.10.2012 gününde oy birliği ile karar verildi