YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6720
KARAR NO : 2011/8035
KARAR TARİHİ : 13.10.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi
Davacı,1.6.1995-30.9.2003 tarihleri arasında tarım … sigortalısı olduğunun tesbitine,6111 sayılı Yasanın getirmiş olduğu ödeme kolaylığından faydalandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, çay üreticisi olması nedeni ile yasal koşulların oluştuğu dönemde Tarım … sigortalısı olduğunun tespitini istemiş, 07.04.2011 tarihli duruşmada ıslah beyanı ile 6111 sayılı Yasadan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının 01.06.1995-30.09.2003 tarihleri arasında Tarım … sigortalısı olduğunun tespiti ile tespit edilen döneme ait prim borçları bakımından davacının 6111 sayılı Yasanın 12 ve devamı maddelerinin getirdiği ödeme kolaylığından faydalanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 83. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. İki taraf da duruşmada hazır iseler ıslah sözlü olarak yapılabilir. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Ancak, davacı peşin harç yanında başvuru harcını da yatırarak yeni bir talep de bulunması hallerinde ise bir ek dava olarak nitelendirilme hali olayımız dışındadır.
Somut olayda davacının dava dilekçesinde yapılandırma yasasından yararlandırılması konusunda bir talebi bulunmadığı ve dava konusu yapmadığı bir konuda ıslahla talepte bulunamayacağı halde mahkemece bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
Mahkemenin kabul şekli bakımından da söz konusu ıslahın maktu ıslah harcı yatırılmadan yapılmasına göre, usulüne uygun olmayan ıslaha değer verilip, hüküm kurulması yanlış olmuştur.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davacının 6111 sayılı Yasanın 12. ve devamı maddelerinden yararlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesindeki 1086 sayılı Kanun’un temyize dair hükümlerinin uygulanmasının gerektiğine ilişkin düzenleme karşısında, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2. bendininin tamamen silinmesine, yerine, “2- Dava konusu edilmeyen konuda ıslahla talepte bulunulması mümkün olmadığından davacının 6111 sayılı yapılandırma yasasından faydalanması gerektiğinin tespiti isteminin reddine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 13.10.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.