Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2011/625 E. 2012/16093 K. 02.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/625
KARAR NO : 2012/16093
KARAR TARİHİ : 02.10.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Davacı, resen yapılan prim tahakkukunun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacı şirketin eksik işçilik bildiriminde bulunduğu gerekçesiyle davalı Kurumca tahakkuk ettirilen ek prim ve gecikme cezasının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece işin esasına girildikten sonra davacı şirkete ait işin ihaleli işlerinden olmasına rağmen Kurum müfettişince “yeterli işçilik”yerine asgari işçilik tespiti yapıldığı gerekçe gösterilerek eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir.
Somut olay da, davacı şirket adına kayıtlı işyerinde yapılan denetim sonucu, davacı işverence iki ayrı işyeri olmasına rağmen toplam da asgari sigorta primleri hesabına esas tutulacak kazançlar tutarı altında bildirimde bulunulduğu tespit edilerek, ek prim ve gecikme cezası tahakkuk ettirildiği, anlaşılmaktadır.
04.10.2000 tarih ve 616 sayılı KHK’nın 66. maddesi ile sigorta müfettişlerinin işyerlerinde belirtilen nitelikte inceleme ve ölçümleme yapma ve bu raporlara dayalı olarak da Kurum tarafından resen prim tahakkuk ettirme yetkilerini düzenleyen 4792 sayılı Yasa’nın 3917 sayılı Yasa ile değişik 6. maddesi yürürlükten kaldırılmış, ne var ki, 616 sayılı KHK Anayasa Mahkemesi’nin 31.10.2000 tarihli kararı ile iptal edilmiş, iptal kararı 10.11.2000 günlü Resmi Gazete’de yayımlanmış ve iptal kararı yayım tarihinden bir yıl sonra 10.11.2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa’nın 49. maddesi ile değişik “Sigorta Müfettişlerinin Teftiş Yetkileri Başlıklı” 506 sayılı Yasa’nın 130. maddesinin 2. fıkrasında “işverenin Kuruma emsaline, yapılan işin nitelik, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütülmesi için gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun Kurumca saptanması halinde işin yürütülmesi için gerekli olan asgari işçilik miktarı, yapılan işin niteliği, bünyesinde kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletlemelerde çalıştırılan işçi sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurları dikkate alarak sigorta müfettişi tarafından tespit edileceği” belirtilmiştir. 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa’nın 37. maddesi ile değişik 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinin 7. fıkrasında fiilen veya işyeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden ya da kamu kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı tespit edilen sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi halinde, bu belgenin Kurumca resen düzenleneceği ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edileceği,işverenin,tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili Kurum ünitesine itiraz edebileceği, itirazın reddi halinde işverenin kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili mahkemeye başvurabileceği, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 85/1.ve 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Yasa’nın 50. maddesi ile değişik 86. maddesinin 7.fıkrasında da bu mevcut düzenleme aynen yer almıştır.
Davalı Kurumun tüm işyerlerinde ölçümleme hakkının bulunduğu yeterli işçilik ile asğari işçilik kavramlarının aynı anlamı içerdiği de açıkça ortada iken mahkemece yazılı gerekçe ile davanının kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş, davalı Kurumun tahakkuka ilişkin tüm belge ve ekleri ile tarafların itirazları dikkate alınarak, asgari işçiliği teknik usullerle saptamasını bilen sosyal güvenlik aktüerya uzmanı bilirkişi heyetinden yeniden rapor aldıktan sonra prim ve gecikme zammı borcu bulunup bulunmadığını saptamak ve sonucuna göre karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.