Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2011/6182 E. 2012/1074 K. 06.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6182
KARAR NO : 2012/1074
KARAR TARİHİ : 06.02.2012

MAHKEMESİ : … 7. İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 25/09/1989 tarihinden dava tarihine kadar sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Nagehan Kaleli tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı; davalı apartman işyerinde 25.09.1998 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında kesintisiz olarak çalıştığının tespitini istemiştir.
Mahkemece; 25.09.1998 – 31.01.2000 dönemine ilişkin talebin 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine, 04.04.2000 – 23.07.2006 ve 02.08.2006 – 03.02.2009 tarihleri arasındaki sürede de davacının davalı apartman işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının hizmet cetveline göre davalı apartman işyerinden Kuruma bildirilen çalışmasının bulunmadığı, ancak işletme defteri fotokopisinden davacının ismi de yazılmak sureti ile iki defa ödeme yapıldığının yazıldığı, keşif zaptından ise apartmanın giriş katında 1 daire, 2.,3. ve 4. katlarda 2’şer daire ve son katta iki dairenin birleştirilmesiyli oluşan bir daire olmak üzere toplam 8 daire olduğu, davacının davalı apartman yöneticiliğine ait kapıcı dairesinde oturduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; her ne kadar davacı, 1998 yılından dava tarihine kadar davalı apartman işyerinde çalıştığının tespitini talep etmiş ve mahkemece davacının mesaisinin tamamını davalı apartman işyerinde geçirdiğinin kabulü ile kararda belirtilen sürelerde davanın kabulüne karar verilmişse de davacının talep ettiği sürelerde davalı apartman işyerinin haricinde çalışmalarının bulunması, davalı apartman işyerinin daire sayısı ve daha önce kalorifer yakılmasına rağmen tanık beyanlarına göre son birkaç yıldır doğalgaz kullanılıyor olması nazara alındığında mahkemece davacının çalışmasının part-time olup olmadığı gereğince ve detaylı olarak araştırılmadan hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Yapılacak iş; davacının çalıştığının kabul edildiği dönemlerde komşu apartman kapıcıları ve dava konusu apartmana yakın bakkal ve benzeri işyerleri ile apartman yöneticilerini tanık olarak dinleyerek, apartmanın büyüklüğü, daire sayısı, bahçesi olup olmadığı, varsa büyüklüğü araştırılıp davacının sürekli olarak bir günde kaç saat çalıştığı, haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenerek, gerekiyorsa 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi gereğince 7.5 saat çalışma bir günlük çalışma hesabı ile kaç iş gününe karşılık olduğu hususunda bir uzman bilirkişinin görüşü de alınmak suretiyle karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden Apartman Yönetimi adına Yönetici (Mehmet Hamit Hamidi) Cnana Şahin’e iadesine, 06/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.