YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6155
KARAR NO : 2011/4832
KARAR TARİHİ : 18.05.2011
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı,1.8.1994-19.4.2010 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere,hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01.08.1994 tarihinden dava tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbpti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 01.09.1994-31.12.1994 ve 01.01.1997-19.04.2010 dava tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş Tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre, sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurumca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kuruma başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı resen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği resen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre, kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, Tarım Satış Kooperatifler Kanununa göre kurulan Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan
milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Öte yandan Tarım Bağ-Kur sigortalılık niteliğini yitirenlerin tarım Bağ-Kur sigortalılığının yeniden başlaması için tescil veya tescil yerine geçen iradi prim ödemesi ya da prim tevkifatı yapılması gerekmektedir. Belirtilen durumlar dışında, tarım Bağ-Kur sigortalılığının ziraat odası kaydı, tarım kredi kooperatifi kaydı, doğrudan gelir desteği ödemelerinden yararlanma, zirai kredi kullanımı ve benzeri nedenlerle kendiliğinden yeniden başlayıp devam etmeyeceği dikkate alınmalıdır. Bu husus, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.02.2007 gün ve E:2007/21-73, K:2007/71, 03.10.2007 gün ve E:2007/10-658, K:2007/71; 28.11.2007 gün ve E:2007/10-907, K:2007/893 ve 25.02.2009 ve E:2009/21-39, K:2009/92 sayılı kararlarında da benimsenmiş bulunmaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 30.12.1996 tarihinden itibaren Pancar Ekicileri Kooperatifine ortak olduğu, 21.08.2002 tarihinden itibaren Ziraat Odasına üyeliğinin bulunduğu, 30.12.1996 tarihinde kooperatife ortak olduğu Tarım Kredi Kooperatifi ortaklığının bulunmadığı, sattığı ürün bedellerinden ilk prim kesintisinin 01.08.1994 tarihinde yapıldığı, başkaca kesintinin bulunmadığı 07.02.1984-12.06.1984 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğugörülmektedir.
Mahkemece kesintinin bulunduğu, 01.09.1994-31.12.1994 tarihleri arasındaki dönem yönünden verilen tesbit kararı yerinde ise de prim kesintisinden 2 yıl aradan sonra başlayan kooperatif kaydının sigortalılığı yeniden başlatmayacağı düşünülmeksizin prim kesintisinin bulunmadığı 01.01.1997-19.04.2010 tarihleri arası dönem yönünden 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesinde belirtilen kayıtlar bulunmadığı ve tarımsal faaliyet bu madde kapsamında kanıtlanmadığı halde prim kesintisinden sonra 2 yıl sonra başlayan kooperatif kaydına değer verilerek bu döneme ilişkin istemin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; Davacının . … Pancar Ekicileri Kooperatifine üye olduğu gözetilerek bu kooperatiften davacının sattığı ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını, yapılmış ise tarihlerini sorup çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.