Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2011/4165 E. 2012/14753 K. 17.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4165
KARAR NO : 2012/14753
KARAR TARİHİ : 17.09.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava, 02.08.2000 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanan sigortalının maddi manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece,maddi tazminat davasının kabulüne manevi tazminat davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve kayıtlardan;meydana gelen zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu, davacının uğradığı iş kazası neticesinde % 9 oranında meslekte sürekli kazanma gücü kaybına uğrayıp meydana gelen kazada %85 oranında davalı işverenin %15 oranında ise davacı kazalının kusurunun bulunduğu, hükme esas alınan maddi tazminat hesap raporunda pasif dönemde asgari ücretin esas alınması gerekirken pasif dönem hesabında ortalama emekli aylığı miktarın esas alındığı, davacıya maluliyeti nedeniyle kurumca herhangi bir tahsis yapılmadığı anlaşılmıştır.
A)Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu,olayın ağırlığı,davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Buna göre olay tarihi,tarafların kusur durumu ve özellikle meydana gelen maluliyetin oranına göre hükmedilen manevi tazminat miktarı ise fazladır.
B)Ayrıca iş kazalarında maddi tazminat miktarı, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşup 60 yaşına kadar (aktif)olan dönemde ve 60 yaşından sonra da bakiye ömrüne kadar olan (pasif) dönemde elde edeceği kazançları ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanarak bulunur. Bu hesaplamada pasif dönemde esas alınması gereken ücret ise muhakkak asgari ücrettir.
Somut olayda,hükme esas alınan maddi zarar hesap raporunda davacının aktif dönemdeki zararının asgari ücret esas alınarak hesaplanmasında bir isabetsizlik olmamakla birlikte emeklilik dönemi de denilen pasif dönem hesabında asgari ücret yerine ortalama emekli aylığı miktarının esas alınarak hesaplama yapılması hatalıdır.
Bu bakımdan yapılması gereken iş,davacı sigortalının pasif dönem de denilen emeklililik dönemindeki maddi zararının hesaplanmasında ücret olarak asgari ücreti esas alacak şekilde yeniden hesap raporu alarak neticesine göre karar vermektir.
C)Ayrıca davacının talep ettiği 100,00 TL tedavi gideri talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
D)Kabule göre ise;
Davacının dava dilekçesi ile, 100,00TL iş gücü kaybı nedeniyle maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ettiği halde, mahkemece, HMK.’nun 26 maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde talep aşılarak, 200,00TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.