Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2011/298 E. 2012/17421 K. 15.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/298
KARAR NO : 2012/17421
KARAR TARİHİ : 15.10.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, Kurum işleminin iptaliyle ödenmeyen yaşlılık aylıklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı, Kurum tarafından aldığı yaşlılık aylığının 01/01/2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kesildiğinin ve 01/01/2005-17/12/2009 arasında yapılan fuzuli 47.322,07 TL ve işlemiş faizi 11.662,66TL’nin ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, ihtirazi kayıtla bu ödemeyi yaptığını, davalı kurum işleminin hatalı olduğunu beyan ederek yaptığı ödemenin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, 5277 sayılı 2005 yılı Bütçe Kanunu ve 5335 sayılı yasanın 30. maddeleri çerçevesinde kamuda çalışan emeklililerin hem … aylığı alması hem de kamuda memur veya işçi olarak çalışmasının yasaklandığı, bu durumda … aylığının kesilmesi gerektiği ancak davacının süresinde kamuda çalışmaya başlayacağını bildirerek yaşlılık aylığının durdurulmasını istediği, bu hatalı kurum işleminin yapılmasında davacıya yükletilebilecek hiçbir kusurun olmadığı, ancak Borçlar Kanununun 62. ve 63. maddesi çerçevesinde iyi niyetli sebepsiz zenginleşen davacının iade borcunun elinde kalan miktarla sınırlı olacağı, yaşam koşulları ve geçim durumu dikkate alındığında davacının elinde herhangi bir birikmiş maaş alacağının bulunduğunun davalı kurum tarafından kanıtlanamadığı ve davacı tarafından yapılan ödeme ve faiz ödemelerinin davacıya iadesi gerektiği belirtilerek davanın kabulü ile 58.984,73.TL’nin 47.322,07.TL’lik kısmının 27/01/2010 tarihinden itibaren 11.662,66.TL’lik kısmının 26/03/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının 506 sayılı Kanuna göre yaşlılık aylığı almakta iken 20/09/2004 tarihinde … Sandığına tabi olarak çalışmaya başlaması ile almakta olduğu yaşlılık aylığının 5510 sayılı Yasa’nın 96. maddesine göre yersiz ödeme nedeniyle geri alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.
5510 sayılı Yasa’nın 96/1.maddesine göre ” Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.”
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının Kuruma verdiği 20/09/2004 tarihli dilekçesi ile bu tarihten itibaren … Sandığına bağlı olarak çalışmaya başladığını ve 18/09/2004 tarihinde tahsis edilen maaşını çekmediğini, bankadan geri alınması için gerekli işlemlerin yapılmasını istediğini bildirdiği, Kurumun 28/10/2004 Tarihli Cevabi yazısında 506 sayılı yasanın 63/A maddesi gereğince … Sandığına tabi çalıştığından aylıklarının kesilmediğinin bildirildiği, daha sonra Emeklilik İşleri Daire Başkanlığının 07/01/2010 tarihli yazısı ile davacının 20/09/2004 tarihinden itibaren İmam Hatip Lisesinde öğretmen olarak çalışmaya başladığının, 5277 sayılı kanunun 25/f ve 5335 sayılı kanunun 30. maddeleri gereğince 01/01/2005 tarihinden itibaren aldığı yaşlılık aylığının kesildiğinin ve 01/01/2005-17/12/2009 tarihleri arasındaki fuzuli ödemenin tahsil edilmesi gerektiğinin bildirildiği, davacının ihtirazi kayıt koyarak 27/01/2010 tarihinde 47.332,07 TL tutarındaki anaparayı, 26/03/2010 tarihinde 11.662,66 TL tutarındaki faizi kuruma ödediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; 5277 sayılı 2005 Mali Yılı Bütçe Kanunu madde 25 gereği yaşlılık aylığı alan ve öğretmen olan davacının genel bütçeye dahil dairelerin kadrolarına atanamayacağının düzenlendiği, bu maddenin anayasaya aykırı olması sebebi ile 28/12/2005 tarihinde iptal edildiği, 5277 sayılı yasanın 25. maddesinin 1. bendinin 5335 sayılı yasa ile tekrar yürürlüğe girdiği ve buna göre yaşlılık aylığı alanların kanunda belirtilen kurum ve kuruluşlarda çalıştırılamayacakları öngörüldüğünden bunların çalışmaları halinde aylıklarının kesilmesinin Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeleri şartıyla mümkün olduğu, bu sebeple … Bakanlığının 07/01/2005 tarih 279 sayılı tel emri ile çalışan emeklileri bildirim sorumluluğunun emeklileri çalıştıran kurumlara verildiği, İzleme Değerlendirme Daire Başkanlığı tarafından gönderilen listede davacının 20/09/2004 tarihinden itibaren çalıştığının tespit edildiği, yasa hükümleri uyarınca aylığının kesildiği ve Kurum tarafından yapılan aylık kesme işleminin doğru olduğu anlaşılmış ise de davacının Kuruma verdiği 20/09/2004 tarihli dilekçesi ile bu tarihten itibaren … Sandığına bağlı olarak çalışmaya başladığını daha önce bildirmiş olması karşısında çıkartılan fuzuli ödeme Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmış olup bu durum mahkemenin gerekçesinde de belirtilmiştir.
Mahkemece yapılacak iş; 5510 sayılı Yasa’nın 96/1-b. maddesini göz önünde bulundurarak Kurumun hatalı işleminin tespit tarihinden geriye doğru beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamını bulmak, davacının söz konusu fuzuli ödemeyi yazının tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde Kuruma ödemiş olması sebebiyle faiz alınamayacağını gözeterek davacının toplam borcunu tespit etmek ve sonucuna göre karar vermektir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.