Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2011/2791 E. 2011/7535 K. 04.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2791
KARAR NO : 2011/7535
KARAR TARİHİ : 04.10.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; bozmaya uyarak ilamda yazılı nedenlerle maddi tazminatın reddine, 8.000 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davacı vekilincede duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 4.10.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat … … geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına temyizin kapsamı ve temyiz nedenlerine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 11.11.1999 tarihinde meslek hastalığı sonucunda %16,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Yerel mahkemenin davanın reddine dair önceki kararının davacı tarafça temyizi üzerine, Dairemizin kusur bilirkişi raporunun hükme esas alınacak nitelikte olmadığına ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının maddi zararı sigorta tahsisleri peşin sermaye değeri ile karşılandığından maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde tara vekillerince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemenin Meslek hastalığının ayrı zamanlarda ve değişik işverenlere ait işyerlerinde geçen çalışma sonucu oluştuğunun, bu işyeri işverenleri arasında Borçlar Kanununda öngörülen dayanışmalı sorumluluk esaslarının bulunmadığının kabul edilerek, davacının çalışmalarının geçtiği iki ayrı işyerindeki çalışma sürelerine göre davacıda görülen meslek hastalığına her bir işyerinin katkısının ve kusurunun ayrı ayrı değerlendirildiği kusur raporunun hükme esas alınması doğrudur. Manevi tazminatın takdiri de bu nedenle yerindedir.
Ne var ki meslek hastalığına yol açan çalışmaların geçtiği işyerlerinin işverenleri arasında müteselsil sorumluluk söz konusu olmadığından, davacının çalışmaları tek bir işyerinde geçmiş gibi hesaplama yapılıp sigorta tahsisleri peşin sermaye değeri düşülerek, karşılanmayan maddi zararı bulunması ve bundan sonra bu zararın kusurlu işverenler arasında kusurları oranında paylaştırılması gerekirken, maddi tazminatın davalının kusurun karşılığı olan bölümünden tüm peşin sermaye değerinin indirilmesi suretiyle davacının karşılanmayan maddi zararının bulunmadığı sonucuna varılması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş hüküm tarihine en yakın tarihteki verilere göre davacının meslek hastalığı sonucu % 16 oranındaki sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi zararını yeniden hesaplatmak, hesaplanan bu zarardan öncelikle davacıya ait işerinin kusuru oranında indirim yapıldıktan sonra, hüküm tarihine en yakın tarihteki verilere göre hesaplanarak SGK tarafından bildirilecek tüm peşin sermaye değeri indirilmek, SGK tarafından karşılanmayan bir zarar söz konusu ise bu zarardan kusur durumu gözetilerek davalı işverenin sorumlu olduğu miktarı belirlemek ve sonucuna göre karar verilmekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 04.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.