Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2011/2600 E. 2011/3501 K. 14.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2600
KARAR NO : 2011/3501
KARAR TARİHİ : 14.04.2011

Davacı, … vekili Avukat … ile davalılar 1-… Mak.Mont.Çelik Konst.Nak.San.Tic.Ltd.Şti.2-… Boya Tab.San.Tic.A.Ş. vekili Avukat … aralarındaki tazminat davası hakkında Gebze 2. İş Mahkemesinden verilen 12.2.2009 gün ve 436/119 sayılı kararın bozulmasına ilişkin Dairemizin 25.10.2010 gün ve 10526/10419 sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

1- Davacı vekili 07.02.2011 tarihli dilekçesi ile; ek dava ile açılan manevi tazminat davasında dava dilekçesinin davalılardan … Boya Fabrikaları San.Tic. A.Ş.’ne tebliğ edilmeden ve maddi tazminat davasıyla birleştirme kararı yokluğunda verildiği halde bu kararın da adı geçen davalıya tebliğ edilmeden tüm davanın sonuçlandırıldığı gerekçesine dayanan Dairemizin 25.10.2010 gün 2009/10526 Esas 2010/10419 Karar sayılı bozma ilamının anılan tebligatın dosyada mevcut olması nedeniyle kaldırılarak düzeltilmesini istemiştir.
Maddi yanılgının varlığı halinde, usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği, giderek maddi yanılgının düzeltilmesi gerektiği Dairemizin ve Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş içtihatlarındandır.
02.02.2009 tarihli ek dava ile açılan manevi tazminat davasında dava dilekçesinin davalılardan … Boya Fabrikaları San.Tic. A.Ş.’ne tebliğ edildiğine dair tebligat belgesinin maddi tazminat dosyası içinde mevcut olduğu, anılan tebliğin 06.02.2009 tarihinde … Boya Fabrikaları San.Tic. A.Ş.’nin işçisi… imzası ile gerçekleştirildiği, 25.10.2010 gün 2009/10526 Esas 2010/10419 Karar sayılı bozma ilamının maddi hata sonucu verildiği ve bu maddi hatanın giderilmesi gerektiği açıktır. Hal böyle olunca, Dairemizin 25.10.2010 gün 2009/10526 Esas 2010/10419 Karar sayılı bozma ilamı kaldırılarak, davalıların 12.02.2009 tarihli mahkeme kararına yönelik temyiz itirazları incelenmelidir.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
3-Dava zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı, davalı işverenin işçisi olarak çalışırken 06.10.2004 tarihinde işverenin kusurlu davranışı sonucu gerçekleşen iş kazası nedeniyle büyük oranda iş göremez duruma geldiğini ileri sürerek 100,00.-TL maddi ve 100.000,00.- YTL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan dayanışmalı olarak tahsilini istemiş, davalılar tarafından davanın reddi savunulmuştur.
Mahkemece SGK’nca karşılanmış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine, 15.000,00.- YTL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan dayanışmalı olarak tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiş, karar her iki davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
% 15 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının, iş kazasında, % 75 oranında kusurlu olduğu, davalı işverenlerin ise % 25 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
B.K.’nun 47.maddesinde, bedensel bütünlüğün bozulması halinde Hakimin, olayın özelliklerini göz önünde bulundurarak zarar görene adalete uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vereceği öngörülmüştür. Bedensel bütünlük, eş değişle vücut bütünlüğü kavramının fiziksel bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebildiğinden Hakimin, kararında bu özellikleri, objektif ölçülere göre göstermesi gerekir.
Öte yandan manevi tazminatın tutarını belirleme görevi Hakimin taktirine bırakılmış ise de, hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı ve duyulan üzüntüyü hafifletecek nitelikte olması gerekir. Hakimin bu konudaki taktir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, işçinin sürekli iş göremezlik oranı, yaşı ve olay tarihi gibi durumları göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yaratması yanında caydırıcı nitelikte de olması gerektiği söz götürmez.
Bu ilkeler ve özellikle davacının ağır kusuru gözetildiğinde davacı yararına 8.000.00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken mahkemece 15.000.00-TL’na hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine;
“1-Davanın kısmen kabulüne; SGK’nca karşılanmış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine ve taktiren 8.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06.04.2004 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan dayanışmalı olarak alınarak davacıya verilmesine, fazla manevi tazminat talebinin reddine,
2- Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, vekil ile temsil edilen;
a-Hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden 960,00-TL avukatlık ücretinin davalılardan dayanışmalı olarak alınarak davacıya verilmesine,
b-Reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden 960,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3- Red edilen ve kabul edilen miktarlar nazara alınarak, davacı tarafça yapılan toplam 39,10.-TL yargılama giderinden takdiren 3,12.-TL’nin davalılardan dayanışmalı olarak alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına; suçüstü ödeneğinden karşılanan 750,00.-TL bilirkişi ücretinin 60,00.-TL’sinin davalılardan dayanışmalı olarak alınarak bakiye 690.00-TL’sının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Alınması gereken 432,00.-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 13,10.-TL’nin indirimi ile kalan 418,90.-TL ilam harcının davalılardan dayanışmalı olarak alınarak Hazineye gelir kaydına
5- Davacı tarafça yatırılan 13,10.- TL. nisbi harç ile 13,10.- TL. başvuru harcı olmak üzere toplam 26,20.-TL. harcın davalılardan dayanışmalı olarak tahsili ile davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine, 14.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.