Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2011/247 E. 2011/4966 K. 30.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/247
KARAR NO : 2011/4966
KARAR TARİHİ : 30.05.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, murisinin, ilk kesinti tarihini takip eden aybaşından itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere, verilen kararın bozmaya uygun olmasına göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacı murisinin ilk prim kesintisini takip eden aybaşından 29.04.1997 ölüm tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve davacıya ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı murisinin 01.09.1994-29.04.1997 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve davacının 10 aylık askerlik borçlanması yapmış olması nedeni ile dava tarihini takip eden ay başı olan 01.07.2008 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacı murisi … sattığı ürün bedelinden 22.08.1994 tarihinde prim kesintisi yapıldığı, takip eden yıllarda başkaca kesintinin bulunmadığı ziraat odası kaydının 01.01.1965 tarihinde başlayıp 29.04.1997 tarihinde sona erdiği, Tarım Kredi Kooperatifi üyeliğinin 06.10.1988 tarihinde başlayıp 29.05.1997 tarihinde sona erdiği, davacı murisinin 29.04.1997 tarihinde öldüğü, davacının murisi adına 10 aylık askerlik borçlanması karşılığı olarak 2.454,00 TL yi 15.12.2010 tarihinde Kurum hesabına yatırdığı, mahkemece tespit kararı verilen 01.09.1994-29.04.1997 tarihleri arasındaki döneme ait prim borçlarının Kuruma ödeyip ödemediğinin dosyadaki kayıt ve belgelerden anlaşılamadığı görülmektedir.
Davacı murisinin sattığı ürün bedelinden 22.08.1994 tarihinde prim kesintisi yapıldığından ve oda ile kooperatif kaydı bulunduğundan mahkemece 01.09.1994-29.04.1997 tarihleri arasındaki dönemde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi doğrudur.
Davacının ölüm aylığı istemi yönünden, davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 Sayılı Yasa’nın 41. maddesindeki 3 tam yıl sigorta primi ödeme koşulunu 619 Sayılı K.H.K. 5 yıla çıkarmış ise de, anılan bu K.H.K.’de Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile yürürlükten kalkmıştır. Ne var ki, 4956 Sayılı Yasa’nın 21.maddesi ile 1479 Sayılı Yasa’nın 41. maddesindeki ölüm aylığı bağlanabilmesi için gerekli sigorta primi ödeme süresi 5 yıla çıkarılmıştır. Yine aynı yasanın 57/b maddesinde bu değişikliğin 619 Sayılı K.H.K.’nin
yürürlükten kalkma tarihi olan 08.08.2001 tarihinden itibaren geçerli olacağı belirtilmiştir. Ancak, 1479 Sayılı Yasa’nın 4956 Sayılı Yasa ile değişik 41.maddesinin (a) bendinin yürürlüğe giriş maddesi olan 4956 Sayılı Yasa’nın 57/b maddesinin iptali için 11.03.2004 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusunda bulunulmuş, Anayasa Mahkemesi’nin 24.06.2004 gün ve E:2004/18, K:2004/89 Sayılı Kararı ile 4956 Sayılı Yasa’nın 57. maddesinin (b) bendinin, 1479 Sayılı Yasa’nın 41. maddesinin birinci fıkrasının 4956 Sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile değiştirilen (a) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. 02.07.2005 tarih ve 5389 sayılı Yasa’nın 4.maddesi ile 4956 sayılı Yasa’nın 57.maddesinin (a) benine “1479 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin ikinci fıkrası, 19,” ibaresinden sonra gelmek üzere “21” ibaresi eklenmiş ve aynı Yasa’nın 5/b maddesi uyarınca 4.maddesinin 2.8.2003 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Bu durumda 1479 sayılı Yasa’nın 41.maddesinde 4956 sayılı Yasa’nın 21. maddesiyle 24.7.2003 tarihinde yapılan değişiklikle 3 tam yıl prim ödeme koşulunu 5 tam yıla çıkaran düzenlemenin yürürlük tarihi 02.08.2003 olarak değiştirildiğinden ,bu tarihten önce ölen sigortalıların hak sahipleri için 3 tam yıl sigorta primi ödeme koşulu aranacaktır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 32/2-a Maddesinde; “En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş, durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde ölüm aylığı bağlanacağı, ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması veya ödenmesi şarttır.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, ölüm aylığı şartlarından 3 yıl sigortalı olma koşulu gerçekleşmiş ise de, davacı murisinin tespit kararı verilen 01.09.1994-29.04.1997 tarihleri arasındaki döneme ilişkin prim ödemesi yapılıp yapılmadığı, prim borcu bulunup bulunmadığı araştırılmadan davacının dava tarihini takip eden ay başı olan 1.7.2008 tarihinden itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tesbitine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, 2926 sayılı Yasa kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalısı olunan 01.09.1994-29.04.1997 tarihleri arasındaki döneme ilişkin prim borçlarının ödenip ödenmediğini, prim borcu bulunup bulunmadığını araştırmak, ödenmemiş ise davacıya prim borçlarının ödenmesi için süre vererek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemenin kabul şekli bakımından da askerlik borçlanması 15.12.2010 tarihinde ödendiği bu tarihten önce 3 tam yıl primi ödenmiş sigortalılık süresi bulunmadığı halde askerlik borçlanmasının yapıldığı tarihi takip eden ay başı olan 01.01.2011 yerine 01.07.2008 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.