Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2011/1906 E. 2012/19705 K. 12.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1906
KARAR NO : 2012/19705
KARAR TARİHİ : 12.11.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 16.9.2002 — 8.10.2008 tarihleri arasında fasılasız olarak geçen sigortalı çalışmalarının ve ayrıca prime esas kazançlarının Kuruma eksik bildirildiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı iş yerinde 10/02/2005-10/10/2005 ve 01/04/2007-08/10/2008 tarihleri arasında 787 gün süre ile çalışıp bu çalışmalarının tümünün SGK’ya bildirildiği, bu sürede 2005/2. ayda 134,38 TL prime esas kazancının, 2005/3. ayda 212,18 TL prime esas kazancının, 2005/4. ayda 212,18 TL prime esas kazancının, 2005/5. ayda 212,18 TL prime esas kazancının, 2005/6. ayda 139,56 TL prime esas kazancının, 2005/7. ayda 69,77 TL prime esas kazancının, 2005/8. ayda 69,77 TL prime esas kazancının, 2005/9. ayda 69,77 TL prime esas kazancının, 2005/10 . ayda 23,25 TL prime esas kazancının, 2008/1. ayda 63,71 TL prime esas kazancının, 2008/2. ayda 63,71 TL prime esas kazancının, 2008/3. ayda 63,68 TL prime esas kazancının, 2008/4. ayda 63,70 TL prime esas kazancının, 2008/5. ayda 63,68TL prime esas kazancının, 2008/6. ayda 63,68TL prime esas kazancının kuruma eksik bildirildiğinin tespitine fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı işverene ait 1242605.35 nolu işyerinden 10.02.2005 tarihinden itibaren hizmet bildirimi yapılmaya başlanıp 10.10.2005 tarihine kadar kesintisiz bildirildiği, yine aynı işyerinden 1.4.2007-1.10.2008 tarihine kadar kesintisiz hizmet bildirildiği, davalı işverence davacıya ait dönem bordrolarının ve puantaj cetvellerinin gönderildiği, 1242605.35 nolu davalı işyerinin 2005/2-8-9-10.aylarına ve 2008/7-8-10 aylarına ücret hesap pusulalarında davacının imzalarının mevcut olduğu, İzmir … Teknisyenleri Odası’nın 29.3.2010 günlü, 0129 sayılı yazısına göre; alçak gerilim pano montajcısının alacağı maaşın net 2003 yılında 400.-TL (brüt 558,27.-TL) 2004 yılında 500.-TL (brüt 697,83.-TL), 2005 yılında 600.-TL (brüt 837,40.-TL), 2006 yılında 700.-TL (brüt 976,97.-TL), 2007 yılında 850 TL, 2008 yılında 1000.-TL (brüt 1395,67.-TL) olarak bildirildiği, mahkemece bu yazıya itibar edilerek karar verildiği anlaşılmaktadır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmiş olması taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323. maddesinin 2.fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
4857 sayılı İş Kanununun 8. maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı yasanın 37. maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusunun mahkemece resen araştırılması gerekmekle, mahkemenin belgeye değer vermeden önce muvazaa şüphesini ortadan kaldırması ve kendiliğinden gerekli araştırmaya gitmesi gerekir(Yargıtay 9.HD. 23.9.2008 gün 2007/ 27217 E, 2008/ 24515 K.).
Çalışma belgesinde yer alan bilgilerin gerçek dışı olmasının da yaptırıma bağlanmış olması, belgenin ispat gücünü arttıran bir durumdur.
Asıl sorun, yasal yükümlülüğe ve cezai yaptırıma rağmen 8. ve 37. madde hükümlerine aykırı şekilde belgelerin hiç verilmemesi noktasında ortaya çıkar. Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı İş Kanununun 8 ve 37. maddelerinin işverene bu konuda bazı yükümlülükler de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, İş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümüne yardımcı nitelikte olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşulları ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmiş olması, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında taraflar delillerinin değerlendirilmesi sırasında, işverence düzenlenmesi gereken bu tür belgelerin düzenlenmiş olup olmamasının da gözetilmesi gerekir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Konteks Kontrol Teknolojileri San Tic A.Ş.’ye iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 12.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.