YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/16091
KARAR NO : 2012/16539
KARAR TARİHİ : 04.10.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, maluliyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacının davalıya ait işyerinde şantiye doktoru tarafından uygulanan yanlış tedavi sonucu uğradığı sürekli iş göremezlik oranının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının maluliyet oranının %34,0 olarak tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının topluluk sigortasına tabi olarak davalı işvrenin Afganistan’daki işyerinde çalıştığı, iddiaya göre davacının 09.12.2003 tarihinde rahatsızlığı nedeniyle şantiye doktoruna başvurduğu, şantiye doktorunun yanlış teşhisi ve uyguladığı tedavi sonucu yaptığı iğne nedeniyle sol ayağında incelme ve güç kaybı meydana geldiği, bunun üzerine davacının Türkiye’ye gönderildiği, mahkemece aldırılan … 3.AT İhtisas Kurulunun 03.09.2010 tarihli raporuna göre, davacının olay tarhinde ne gibi rahatsızlığı olduğu ve tedavi olarak ne önerildiği,yazıldığı iddia edilen injeksiyonun ne olduğunu gösterir tıbbi belge bulunmadığından kişide mevcut nörolojik hasarın sebebinin ve ifadelerde belirtilen olayla illiyetinin kurulamadığı,ancak kişide halihazırda E cetveline göre %34,0 oranında meslekte kazanma gücü kaybı bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Bir davada tarafların davacı ya da davalı sıfatına haiz olup olmadıkları taraflarca yargılama sırasında ileri sürülebileceği gibi, dosya kapsamından anlaşılabiliyorsa mahkemece de kendiliğinden göz önüne alınması gereken hukuki bir durumdur. İş kazasından kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak davacı ile davalı arasında, sözleşmeye, haksız fiile veya kanuna dayanan bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Böyle bir ilişki yoksa veya borç ilişkisi davacı ile üçüncü kişi arasında ise, böyle bir borç ilişkisinde taraf olmayan kişiye yönelik davanın sıfat( pasif husumet) yokluğu nedeniyle reddi gerekir.
Öte yandan davada sıfat,tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmaması ile ilgilidir.Taraf ehliyeti, dava şartlarından olup yargılamanın her safhasında resen gözönünde tutulması gerekir.Taraf sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir
Somut olayda, davacıdaki maluliyetin sebebi ve ifadelerde belirtilen olayla, dolayısıyla işverenle illiyeti kurulamadığı halde işverenin huzuru ile yargılamanın sürdürülmesi ve işveren aleyhine hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davacının ifadelerinde belirttiği olay tarhinde ne gibi rahatsızlığı olduğu ve tedavi olarak ne önerildiği, yazıldığı iddia edilen injeksiyonun ne olduğunu gösterir davacıya ait tüm tıbbi belgeleri getirterek davacıda tespit edilen maluliyetin neden kaynaklandığını, ifadelerde belirtilen işyerinde gerçekleştiği iddia edilen olayla illiyetinin olup olmadığını Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden giderek … Genel Kurulundan alınacak rapor ile tespit etmek, illiyetin tespit edilememesi halinde işverene husumet düşmeyeceği için davalı hakkındaki davanın sıfat ( pasif husumet) yokluğu nedeniyle reddine karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olguları göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 04/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.