Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2011/14910 E. 2013/4200 K. 07.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/14910
KARAR NO : 2013/4200
KARAR TARİHİ : 07.03.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 17.10.1999-01.12.2008 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacının davalıya ait işyerinden 31.01.2005-26.05.2005 ve 27.05.2005-01.07.2005 tarihleri arasında bildiriminin yapıldığı,davalıya ait üç ayrı işyeri tescil kaydının bulunduğu,01.02.2007 tarihli vergi dairesinin tutanağında davalı işyerinin Talas Cad.No.33/A adresindeki bilet satış noktasında yapılan denetimde davacının mükellef temsilcisi olarak tutanağı imzaladığı, bir kısım tanıkların davacının askere gidene kadar davalı işyerinde çalıştığından sözettiği anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, mahkemece vergi dairesinin tutanağı, davacının davalı işyerine ait iki ayrı sicil numaralı işyerinden bildirildiği
ve işverene ait birden fazla işyeri tescili olduğu, tanıklardan bir kısmının çalışmayı doğruladığı, davacının öğrenci olduğu da gözetildiğinde, hangi dönemlerde nerede öğrenci olduğu tespit edilerek, vergi dairesinin tutanak adresinde ve davacının davalıya ait çalıştığını iddia ettiği işyeri adresinde tescilli olan işyerinde davacı ile aynı dönemlerde çalışmış ve bu işyerine komşu işverenlerin bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanları, yoksa işyeri sahipleri tespit edilip dinlenmeden eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak, davalı işverene ait tescilli kaç işyeri olduğunu tespit etmek, davacının bu işyerlerinden hangisinde çalıştığını sormak,davacının öğrenci olduğu da gözetildiğinde, hangi dönemlerde nerede öğrenci olduğu tespit edilerek, vergi dairesinin tutanak adresinde ve davacının davalıya ait çalıştığını iddia ettiği işyeri adresinde tescilli olan işyerinde davacı ile aynı dönemlerde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları ya da bu işyerine komşu işverenlerin bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanları yoksa işyeri sahipleri tespit edilip beyanlarına başvurmak, davacının davalıya ait işyerinde çalıştığı süreyi kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit etmek, 506 sayılı Yasanın 60/G maddesini ve davacının askerlik hizmetini yaptığı dönemde hizmet tespitine karar verilemeyeceğini gözetmek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma sonucu … şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 07/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.