YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/10365
KARAR NO : 2011/8355
KARAR TARİHİ : 20.10.2011
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan Kömür İşletmeleri A.Ş. vekilleri ve davalı … … tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacı … ile davalılar Kömür İşletmeleri Anonim Şirketi (…) ve …’ın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazasına uğrayan davacının manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 100.000,00 TL manevi tazminatın kusur oranlarına göre % 30 kusurlu olan davalı …‘ın 30.000,00 TL den sorumlu olmak üzere kaza tarihi olan 16.11.2005‘ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …‘ tan alınarak davacıya verilmesine, iş kazasında % 70 kusurlu oldukları kabul edilen davalılar … Mad.İnş.San ve Tic Ltd.Şti, … Sevmen ve …’ın 70.000,00 TL den sorumlu olmak üzere kaza tarihi olan 16.11.2005 ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Davacının iş kazası sonucu % 64 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı ve başkasının bakımına muhtaç hale geldiği olayda davalı … Mad.İnş.San ve Tic Ltd.Şti’nin % 70, davalı …’ın % 30 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
İş kazası sonucu oluşan maddi ve manevi zararları giderme yükümlülüğü kusura bağlı sorumluluğun bir sonucudur. Somut olayda, manevi zarardan sorumlu tutulan … davalı … Mad.İnş.San ve Tic Ltd.Şti’nin ortağı olup iş kazasında kişisel kusuru bulunmadığı gibi hakkında verilmiş bir mahkumiyet kararı da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, kişisel kusuru bulunmayan davalı …’ın manevi tazminattan sorumlu tutulması mümkün olmadığı halde mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın davalının 70.000,00 TL manevi tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Salh …‘ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
3-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hükmedilen 100.000,00 TL manevi tazminat fazladır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı … ve …‘ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
4-Mahkemece, davalı …‘ın kendini avukat ile temsil ettirmesine rağmen davalı avukatının duruşmaları takip etmediği, sadece iki kez dilekçe yazmak suretiyle dosyaya müdahil olduğu anlaşıldığından 2 dilekçe yazım ücreti olan 350,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine karar verilmiş ise de 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade etmekte olup avukatlık ücretine hak kazanmak için duruşmaya katılma zorunluluğu bulunmamaktadır. Avukatın hukuki yardımı duruşmaya katılma da dahil olmak üzere yaptığı tüm hukuki yardımın karşılığı olup bu yardımın varlığının tek ölçütü duruşmaya katılmak değildir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınarak reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden davalı … yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin manevi tazminatta vekalet ücreti takdirine ilişkin madde hükümleride gözönünde tutularak nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davalı avukatının duruşmaya katılmaması nedeniyle 2 dilekçe yazım ücreti olan 350,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı …’ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
5-Davalı …’ın, ruhsat sahibi olduğu maden sahasının işletme hakkını rödovans sözleşmesi ile davalı … Mad.İnş.San ve Tic Ltd.Şti’ne devrettiği, sözleşmenin niteliği gereğince …’ın üst işveren, … Mad.İnş.San ve Tic Ltd.Şti’n in alt işveren olduğu ve iş kazası sonucu meydana gelen manevi zararın tamamından her iki şirketin müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmakla, davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminatın tamamından her iki şirketin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın davalı şirketlerin kusur oranlarına göre manevi tazminattan sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 20.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.