YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9732
KARAR NO : 2012/3963
KARAR TARİHİ : 19.03.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazasına uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, iş kazası sonucunda davacının sürekli işgöremezliği bulunmadığından maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 46/1 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54.maddesine göre bedensel zarara uğrayan kişi tamamen veya kısmen çalışamamasından kaynaklanan zararını isteyebilir. Sigortalının bedensel zarar sonucu işgücü kaybı geçici veya sürekli olabilir.
Geçici iş göremezlik nedeniyle sigortalının uğradığı gerçek zarar; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu işinde geçici olarak çalışamayan sigortalının iyileşinceye kadar çalışamamasından doğan kazanç kaybıdır.
Bu zarar, sigortalının raporlu olduğu dönemde % 100 işgücü kaybına uğradığı kabul edilerek, bu dönemde işverenden alması gereken ücret tutarı belirlenip, bu tutardan davalı işverenin kusuruna isabet eden tutar bulunup bundan Kurumun ödediği geçici işgöremezlik ödeneğinin indirilmesiyle bulunan miktardır.
Davacının 30.4.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu maluliyetinin bulunmadığı, sağ ayağında kırık oluşması nedeniyle çalışamadığı süreye ait geçici işgöremezlik tazminatı ile tedavisi nedeniyle yapmış olduğu ulaşım giderlerinin tahsilini de istediği halde mahkemece herhangi bir gerekçe belirtilmeden yazılı şekilde maddi tazminat isteminin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’da delillerin toplanması kural olarak taraflara düşen bir görev olarak kabul edilmiş olup taraflarca hazırlama ilkesinin geçerli olduğu davalarda Hakim, taraflara delil hatırlatamayacağı gibi bizzat delil de getiremez. Kanun’un 25.maddesine göre “Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.” Ancak tarafların iddia ve talepleri çerçevesinde yargılamanın en çabuk ve sağlıklı bir sonuca ulaştırılabilmesini temin amacıyla Hakime de bir takım yetkiler tanınmış olup Kanun’un 31.maddesine göre ” Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”
Somut olayda, davacının iş kazası nedeniyle geçici işgöremediği süredeki kazanç kaybı ile tedavisine yönelik ulaşım giderlerinin belirlenmesi amacıyla tarafların iddia ve talepleri çerçevesinde yeterli bir araştırma yapıldığı söylenemez. Mahkemece, 30.4.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu davacının geçici işgöremediği sürenin Sağlık Kurulu raporu ile kesin olarak belirlenmediği, davacıya hangi tarihler arasında ve ne kadar geçici işgöremezlik ödeneği ödendiğinin Kurumdan sorulmadığı, dosya kapsamında davacıya geçici işgöremezlik ödeneği ödendiğine dair belgelerin yeterince incelenmediği, davacıdan tedavi giderine yönelik ulaşım masraflarını gösteren belgelerin istenmediği, davacının ulaşım giderlerini belgelendirmesi mümkün olmadığı takdirde geçici iş göremediği süre dahilinde hangi sağlık kuruluşunda ve kaç sefer sağlık hizmeti aldığının davacıdan da sorulmak suretiyle araştırılmadığı ve mutad vasıta ücretlerine göre davacının ulaşım giderlerinin hesaplanmadığı ve böylece eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, 30.4.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu davacının geçici işgöremediği süreyi Sağlık Kurulu raporu ile kesin olarak belirlemek, davacıya hangi tarihler arasında ve ne kadar geçici işgöremezlik ödeneği ödendiğini Kurumdan sormak, sigortalının raporlu olduğu dönemde % 100 işgücü kaybına uğradığı kabul edilerek, bu dönemde işverenden alması gereken ücret tutarı belirlenip, bu tutardan davalı işverenin kusuruna isabet eden tutar bulunup bundan Kurumun ödediği geçici işgöremezlik ödeneğinin indirilmesiyle bulunan miktarı davacının maddi zararı olarak hüküm altına almak, davacıdan tedavi giderine yönelik ulaşım masraflarını gösteren belgeleri istemek, davacının ulaşım giderlerini belgelendirmesi mümkün olmadığı takdirde geçici iş göremediği süre dahilinde hangi sağlık kuruluşunda ve kaç sefer sağlık hizmeti aldığını davacıdan da sormak suretiyle araştırmak ve mutad vasıta ücretlerine göre davacının ulaşım giderlerini hesaplayarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.