YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9034
KARAR NO : 2012/1033
KARAR TARİHİ : 02.02.2012
MAHKEMESİ : … 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, 6183 sayılı Kanuna göre gönderilen ödeme emrine karşı süresinde açılmış bir menfi tespit davasıdır.
Mahkemece, davacının murisine karşı mirası kayıtsız, şartsız reddettiğinden dolayı icra takip dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Yerel mahkeme kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mirasın reddi Yeni Türk Medeni Kanununun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunun 605. maddesine göre “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.
Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır”
Türk Medeni Kanununun 605-618. madde hükümleriyle mirasın reddi, 605-609.madde hükümleriyle ret beyanı düzenleme konusu yapılmıştır. Ret hakkı ise, Türk Medeni Kanununun 605.maddesi hükmüyle düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanununun 605.maddesinin 1. paragrafı gereğince yasal ve atanmış mirasçılar mirası yine Türk Medeni Kanununun 606. maddesi gereğince üç ay içinde reddedilebilirler. Bu üç aylık süre hak düşürücü bir süredir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri kanıtlanmadıkça, mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten işlemeye başlar. Atanmış mirasçılar için ise süre, mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.
Türk Medeni Kanununun 605. maddesinin 2. paragrafında ise mirasın hükmen reddi düzenlenmiştir. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Bu olgunun saptanması için her zaman dava açılabilir.
Türk Medeni Kanununun 617. maddesinde “Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler.
Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir.
Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir” hükmü düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanununun 617.maddesi hükmüyle mirasçıların alacaklılarının korunması düzenleme konusu yapılmıştır. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi tarafından mirasın reddine ilişkin kararın iptali istenebilir. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçının alacaklıları veya iflas idaresi reddin tesciline ilişkin kararın kesinleştiği tarihten başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Bu süre hak düşürücü bir süre olup, ret daha sonra öğrenilse bile altı aylık hak düşürücü süre sona ermişse artık iptal davası açılamaz.
Türk Medeni Kanununun 618. maddesi de ret halinde sorumluluğu düzenlemiştir.
Türk Medeni Kanununun 618. maddesine göre “Ödemeden aciz bir mirasbırakanın mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklılarına karşı, ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar.
Olağan eğitim ve öğrenim giderleriyle adet üzerine verilen çeyiz, bu sorumluluğun dışındadır.
İyi niyetli mirasçılar ancak geri verme zamanındaki zenginleşmeleri ölçüsünde sorumlu olurlar”
Türk Medeni Kanununun 617. maddesi hükmünde malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı düzenleme konusu iken Türk Medeni Kanununun 618. maddesi hükmünde ödemeden aciz bir mirasbırakan söz konusudur.
Ödemeden aciz bir mirasbırakanın ölümünden önce mirasçılarına yaptığı kazandırmalar için de yaptırımlar öngörülmüştür. Atanmış mirasçılar Türk Medeni Kanununun 618. maddesine girmez. Ödemeden aciz bir mirasbırakanın mirasçılarına yaptığı, olağan eğitim ve öğrenim giderleri, adet üzere verdiği çeyiz bu sorumluluğun dışındadır. Ödemeden aciz bir mirasbırakanın mirasını reddeden mirasçılar onun alacaklılarına karşı yukarıdaki kalemler dışında mirasbırakanın ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar.
Türk Medeni Kanununun 618. maddesinin uygulanabilmesi için iki şartın birarada bulunması zorunludur. Birincisi, mirasbırakan ödeme aczi içinde olacak. İkincisi, mirasbırakanın ölümünden önceki beş yıl içinde mirasçılarına bir kazandırmada bulunmuş olacak.
Somut olayda davacı, miras bırakan ..’ın terekesi borca batık olduğundan ve kendisinin de mirası kayıtsız şartsız reddettiğinden ödeme emrinin iptalini istemiştir.
Dosyaya sunulan … Sulh Hukuk Mahkemesinin 29/03/2010 tarih ve 2009/629 Esas, 2010/209 Karar sayılı ilamında, davacılar üç aylık yasal süre içerisinde mirası kayıtsız, şartsız reddettiğinden, mirasçılar …, A.. T.., … ve …’ın mirasın reddine ilişkin talebinin tespitine ve tespit kararının miras ret kütüğüne işlenmesine karar verilmiştir.
Yargılama sırasında davalı Kurum vekili savunmasında Türk Medeni Kanununun 618. maddesine dayanmıştır. Ancak mahkemece davalı kurum vekiline bu yönde savunmasıyla ilgili delil ve belgelerinin neler olduğu sorulmadan dava kabul edilmiştir. Bu yön itibariyle anılan karar usul ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, yapılacak iş, davalı Kurum vekiline savunmaları doğrultusunda delillerini ve varsa belgelerini sunmak için mehil vermek, sunulan delilleri toplamak, ibraz edilen belgeler varsa bunları araştırmak, ilgili yerlerden getirmek (tapu kaydı vs.), Türk Medeni Kanununun 618. maddesinin somut olayda şartlarının bulunup bulunmadığını incelemek ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle yerel mahkeme karanın BOZULMASINA, 02/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.