Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/8555 E. 2011/3537 K. 14.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/8555
KARAR NO : 2011/3537
KARAR TARİHİ : 14.04.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi

Davacılar murisinin işverene ait işyerinde 1954-1961 yılları arasında geçen çalışmalarının tesbitine ,sigortalılığını iptal eden Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacılar murisi …’nun … Çay Fabrikası işyerinde 1954-1961 tarihleri arasında geçen çalışmalarını iptal eden Kurum işleminin iptali ile bu çalışmaların davacılar murisine ait olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulü ile, … sigorta sicil numaralı …’nun 1954-1961 tarihleri arası çalışmalarını iptal eden Kurum kararının iptaline, bu çalışmaların davacıların murisine ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacılar murisinin … oğlu … 23.12.1907 doğumlu … olduğu,davadışı … sigorta sicil numaralı …’nun 26.04.1980 tarihinde öldüğu, bu sigortalıya 04.05.1954-28.05.1976 tarihleri arasındaki hizmetleri üzerinden 01.07.1976 itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı,12.09.2007 tarihli Kurum müfettişinin raporunda,işyeri kayıtları arasında bulunan 4 adet işe giriş bildirgesi ve bu girişlerle ilgili sözleşme ve üzerine sonradan elle yazılmış işyeri sicil numaralarından haraketle saptanan ücretlerin murise ait olduğuna dair kesin kanate varılamadığı,Kurum kayıtları ile saptanan ücretler arasında mutabakat temin edilemediği gerekçesiyle bir işlem yapılamadığının bildirildiği,Kurumun 27.09.2007 tarihli yazısı ile davacılar murisinin 01.0.1954-31.12.1961 tarihleri arasındaki çalışmalarının 18.09.2007 tarihli müfettiş raporuna istinaden iptal edildiği,tahsis talep dilekçesinin işlemden kaldırıldığı,talep edilmesi durumunda askerlik borçlanması bedelinin iade edileceğinin bildirildiği, işe giriş bildirgeleri ve hesap kartlarında murisin adı ve sicilinin yazılı olduğu,ancak bordrolarda davadışı kişinin sicil numarasının yazılı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu tür davalar için özel bir ispat yöntemi öngörülmemiş ise de davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Somut olayda, verilecek karar davadışı … sigorta sicil numaralı davadışı …’nun da hak alanını doğrudan etkilediğinden 26.04.1980 tarihinde öldüğü anlaşılan bu kişinin mirasçılarına davanın yöntemince yöneltilmesi gerektiği halde davanın davadışı bu kişinin mirasçılarının yokluğunda sürdürülüp sonuçlandırılması doğru değildir.
Öte yandan bu tür davalarda, çalışmaların geçtiği işyerinde eylemli olarak kimin çalıştığının tespiti açısında işyeri dönem bordroları getirtilerek davacı ile aynı dönemde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının ve komşu işyeri çalışanları ile işverenlerinin beyanlarına başvurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; öncelikle davadışı … sigorta sicil numaralı davadışı …’nun mirasçılarına davayı yöntemince yöneltmek üzere davacılara önel vermek bu kişilerin ileri süreceği delilleri toplamak, çalışmaların geçtiği işyeri dönem bordrolarını ve ücret ödeme belgelerini getirtmek,davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını veya işverenleri tesbit edip beyanlarına başvurmak, sözkonusu çalışmaların kime ait olduğunu kuşkuya yer vermeyecek şekilde tesbit etmek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalılardan … Genel Müdürlüğü’ne iadesine,14.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.