Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/795 E. 2010/8466 K. 13.07.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/795
KARAR NO : 2010/8466
KARAR TARİHİ : 13.07.2010

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; bozmaya uyarak ilamda yazılı nedenlerle, maddi tazminatın feragat nedeniyle reddine, 30.000.00TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13.07.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat … ile karşı taraf vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 12.05.1999 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu maluliyeti gerektirmeyecek ancak iz kalacak biçimde yüzünden yaralanan sigortalının manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmişse de manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, manevi tazminatın fazla takdir edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının iş kazası sonucu yüzünde iz kaldığı iş göremezliğinin bulunmadığı olayda davacının % 25, davalı işverenin ise % 75 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına 10.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 30.000,00-TL’sine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine;
“1-Maddi tazminat isteminin feragat nedeniyle reddine, Takdiren 10.000,00-TL manevi tazminatın talep gibi dava tarihi olan 13.07.2007 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla manevi tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gereken 540,00-TL ilam harcının bozma öncesi davalı tarafça yatırılan 931,50 bakiye ilam harcından mahsubuna, davalı tarafça fazla ödenen 391,50-TL harç gideri ile davacı tarafça yatırılan peşin harç gideri 688,50-TL’nin istemleri halinde yatıranlara iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan başvurma harcı tutarı 13,10-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Reddedilen ve kabul edilen miktarlar nazara alınarak, davacı tarafça yapılan toplam 258,12-TL yargılama giderinden takdiren 52,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan toplam 455,00-TL yargılama giderinden takdiren 364-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden 1.200,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davalı yararına reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden 1.200,00-TL ferağat edilen maddi tazminat üzerinden tespin olunan 575.00-TL toplam 1.77500-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, davalı yararına takdir edilen 750.00 TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
13.07.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.