Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/7284 E. 2010/9564 K. 07.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7284
KARAR NO : 2010/9564
KARAR TARİHİ : 07.10.2010

Davacı (Alacaklı) … vekili Avukat … …ile davalı (3.Kişi) …Motorlu Araçlar İth. Tic. San. Ltd. Şti. Vekili Avukat …, (Borçlu) … aralarındaki istihkak davası hakkında Çorum İcra Hukuk Mahkemesinden verilen 30.04.2008 gün ve 157/264 sayılı kararın Onanmasına ilişkin Dairemizin 14.04.2009 gün ve 14214/4356 sayılı ilamına karşı davacı (Alacaklı) ve davalılardan (3. Kişi) vekilleri tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
K A R A R

Uyuşmazlık, alacaklının İcra ve İflas Kanunu’nun 99. maddesine dayalı olarak açtığı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 8. maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerli bulunan 17.03.2005 tarihli haciz tutanağı içeriğine göre, davaya konu eşyalar, borçluya ödeme emri tebliğ edilen adreste ve borçlunun huzurunda haczedilmiştir. Bu durumda, İcra ve İflas Kanunu’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Karinenin aksinin üçüncü kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatı gerekir. İcra müdürünün hatalı işlemi sonucu dava açma yükümlülüğünün alacaklıya bırakılması ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz.
Davalı üçüncü kişi şirketin, borç doğumundan sonra 12.11.2004 tarihinde, borçlunun faaliyette bulunduğu adreste kurulduğu, kurucuları arasında borçlunun eşi ve iki çocuğunun bulunduğu, borçlu ile davalı üçüncü kişi şirketin faaliyet konularının aynı olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Davalı üçüncü kişi şirket delil olarak vergi levhası, fatura, … faturaları gibi belgeler ibraz etmiştir. Borç doğumundan sonra düzenlenen bu belgeler ve tüm bu maddi olgular, davalı üçüncü kişi şirketin, davalı borçlunun alacaklılarından mal kaçırma amacı ile kurulduğu, yapılan işlemlerinin tümünün, borçlu ile organik bağ içerisinde olan davalı üçüncü kişi şirketin danışıklı işlemleri niteliğinde olduğu ve bu haliyle alacaklıların haklarını etkilemeyeceği açıktır. Kaldı ki, hacze ilişkin eşyaları da ihtiva ettiği iddia edilen 28.02.2005 tarihli faturanın içerdiği eşyaların model, seri numaraları, motor numaraları gibi ayırt edici özelliklerinin açıkça belirtilmemiş olması nedeniyle, davaya konu eşyalar ile aynı olup olmadığı anlaşılamayan ve istenilen kişi adına her zaman temini mümkün olan belge olması itibariyle davalı üçüncü kişi şirket tarafından yasal karinenin aksinin kanıtlandığının kabulü de mümkün değildir. Üstelik söz konusu faturayı davalı üçüncü kişi adına düzenleyen dava dışı …Dizel Püskürtme Sistemleri Tic. Ltd. Şti. de yine haciz adresinde kurulmuş olup, kurucuları borçlu, borçlunun eşi ve iki çocuğudur. Öte yandan, dinlenen davalı tanıklarının anlatımları yeterli ve hükme dayanak yapılacak nitelikte de değildir. Ayrıca, istihkak davasına karşı İcra ve İflas Kanunu’nun 277. maddesine göre tasarrufun iptali davası açılmasına gerek olmadan muvazaa (danışıklılık) iddiası ileri sürülebilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.10.1969 gün ve E:679 / K:774 sayılı kararı).
Tüm bu maddi ve hukuki olgular karşısında davacı alacaklının davasının tümünün kabulü gerekirken, aksi düşüncelerle kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Ne var ki, Dairemizce kararın bozulması gerekirken, maddi yanılgı sonucu bu yön gözardı edilerek davacı alacaklının temyiz itirazları ret edilerek karar onanmıştır.
O halde, davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan karar düzeltme istemi kabul edilerek Dairemizin 14.04.2010 günlü 2008/14214 Esas, 2010/4356 Karar sayılı onama kararı kaldırılmalı, davacı alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkemenin 30.04.2008 tarihli kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin 14.04.2010 günlü 2008/14214 Esas, 2010/4356 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkemenin 30.04.2008 tarihli ve 2005/157 Esas, 2008/264 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, davacı alacaklının karar düzeltme istemi kabul edildiğinden ve yerel mahkeme kararı bozulduğundan, davalı üçüncü kişinin Dairemizin 14.04.2010 günlü 2008/14214 Esas, 2010/4356 Karar sayılı onama kararındaki harç ile ilgili karar düzeltme isteminin incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, karar düzeltme harcının istek halinde davacı (Alacaklı) ile davalıya (3.Kişi) iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya (3. Kişi) yükletilmesine, 07.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.