YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7232
KARAR NO : 2012/2044
KARAR TARİHİ : 21.02.2012
MAHKEMESİ : … 2. İş Mahkemesi
Davacı, Kuruma borçlu olmadığının tespitiyle, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacıya 01/10/2002-31/07/2006 tarihleri arasında ödenen ölüm aylıkları nedeniyle Kuruma borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne davacının davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine, Kurumun aksine işleminin iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı M.. T..’e SSK emeklisi iken vefat eden eşinden 506 sayılı Yasanın 68. maddesi uyarınca 01/01/1969 tarihinden geçerli olmak üzere ölüm aylığı bağlandığı, TC Emekli Sandığından maaş almakta iken vefat eden kızından dolayı 01/09/1999 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, Edirne Merkez İlçe İdare Kurulu’nun 21.9.2006 tarihli kararıyla davacıyla ilgili olarak yapılan araştırmada davacının eşinden dolayı aldığı aylıkla geçimini sağladığı ve 2006 yılı Mayıs ayından itibaren durumunun 5434 sayılı Yasa’nın 108. maddesine uymadığından muhtaç durumda olmadığının belirtildiği, … … İlçe İdare Kurulunun 17/05/2007 tarihli kararıyla ise davacının durumunun 23/09/2002 tarihinden itibaren 5434 sayılı Yasa’nın 108. maddesine uymadığından muhtaç durumda olmadığının bildirildiği, davalı Kurumun bu karara istinaden davacıya 23/09/2002 tarihinden itibaren ödenen aylıklarını geri istendiği ve 01/10/2002 tarihi itibariyle kızından dolayı aldığı aylığın kesildiği anlaşılmaktadır.
5434 sayılı Yasa’nın 72/1 maddesi uyarınca TC Emekli Sandığı iştirakçisi olan çocuklarının vefatı nedeniyle dul ve muhtaç durumda olan annelerine başvuru tarihini takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanabilir. Aynı Yasanın 93/c maddesinde muhtaç durumdan çıkan ana ve babanın aylıklarının durumun belirlendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren kesileceği hükme bağlanmıştır. Davacı aylık bağlandığı tarihte aylık koşullarına sahip olmadığından Mahkemenin Kurum işlemini iptal etmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 6111 sayılı Yasanın 44.maddesi ile değişik 5510 sayılı Yasanın “Yersiz Ödemelerin Geri Alınması” başlıklı 96. maddesinde ise;
“Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.
Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır.
Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır.
Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında 5510 sayılı Kanunun 96. maddesinin değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. (Hukuk Genel Kurulunun 15.6.2011 gün ve 2011/21-362-409 E.K. sayılı kararı da aynı yöndedir)
Açıklanan nedenlerle, mahkemece öncelikle, 5510 sayılı Kanunun 96. maddesi kapsamında araştırma ve inceleme yapılarak, yersiz ödemenin davacı sigortalının kasıtlı ve kusurlu davranışından mı, davalı Sosyal Güvenlik Kurumunun hatalı işleminden mi kaynaklandığı; eş söyleyişle davacının sebepsiz zenginleşmede iyiniyetli olup olmadığı hususlarının belirlenmesi; ardından da yine 5510 sayılı Kanunun 96. maddesi hükmü gözetilerek yapılacak değerlendirme ve varılacak sonuç ile iade yükümünün kapsamı konusunda bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.