YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5886
KARAR NO : 2011/7909
KARAR TARİHİ : 11.10.2011
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitiyle, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava nitelikçe, davacının 20.04.1982-15.07.1981-01.06.2006 tarihleri arasında … sigortalısı sayılması gerektiğinin tespiti, aksine kurum işleminin iptali ile yaşlık aylığına hak kazandığının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile, davacının 06.08.1976 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında tarım sigortalısı olduğunun ve sigortalılığının halen devam ettiğinin tespiti ile tarım sigortalılığının iptaline ilişkin kurum işleminlin iptaline, yaşlılık aylığı yönündeki talebinin 2926 sayılı Yasadaki yaşlılık aylığı koşullarını taşımadığı anlaşıldığından reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 20.04.1982 tarihli itibariyle Oda kaydına göre 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak kayıt ve tescil edildiği, vergi kaydının bulunmadığı, Çiftçi olarak 06.07.1976 tarihinden itibaren Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası ile Esnaf Sicil Memurluğunda kaydı bulunduğu, ilk prim ödemesinin 13.02.1998 tarihinde yaptığı daha sonra 15.06.2000, 15.09.2001, 28.12.2001, ve 14.02.2002 tarihlerinde de prim ödemeleri bulunduğu, Kurumca 24.03.2009 tarihli yazı ile davacının Ticaret Odası kaydının çiftçilik faaliyeti nedeni ile oluşturulduğu gerekçesi ile başlangıç tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında … sigortalılığının sona erdirildiği anlaşılmaktadır.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu … sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu … sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu … sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu … sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Somut olayda; davacının Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası ile Esnaf sicil memurluğunda kaydına göre 06.07.1976 tarihinden itibaren çiftçilikle uğraştığı ihtilaf konusu değildir. Bu nedenle kurumun davacının 2926 sayılı Yasa kapsamında tarım … sigortalısı olarak tescili yapması gerekirken 1479 sayılı Yasa kapsamında esnaf … sigortalısı olarak tescil etmiş olması, kurumun hatalı işleminden kaynaklandığından davacıdan 13.02.1998-14.02.2002 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında … sigortalısı olarak tahsil edilen primlerin karşıladığı sigortalılık süresi yönünden geçmişe yönelik prim tahsil ettikten ve uzun süre bu primleri kullandıktan sonra sigortalılığın iptalinin Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağı, sosyal güvenlik kurumlarının anayasal görevlerini yerine getirirken, sigortalılara karşı olabildiğince yasal haklarını hatırlatması ve bu durumlarını izlemesinin zorunlu görev olduğu, …’un bu anayasal sosyal güvenlik ödevinin gereği olarak, sigortalısını uyarmaması sonucu, primleri tahsil edilen sürelerin 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesinin gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Öte yandan davacının talebi 20.04.1982 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasaya tabi … sigortalılığının tespiti olduğu ve 1479 sayılı Yasada 506 sayılı Yasaya koşut geçmiş sürelerin tespitine olanak sağlayan hüküm bulunmadığı halde talep aşılarak 06.08.1976-20.04.1982 tarihleri arasındaki süre yönünden tespit kararı verilmesi de isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş davacının 13.02.1998-14.02.2002 tarihleri arasında ödediği primlerin 20.04.1982 tarihinden itibaren hangi tarihe kadar olan sürenin primlerini karşıladığını Kurumdan sorularak, Medeni Kanun’un 2. maddesi uyarınca 20.04.1982 tarihinden itibaren prim ödemelerinin karşıladığı süre yönünden 1479 sayılı yasa Kapsamında esnaf … sigortalı olduğunun tespiti ile sonraki süreler yönünden fazla talebin reddine karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın hatalı değerlendirme ve talep aşılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,11.10.2011 gününde oy birliği ile karar verildi.