Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/5780 E. 2012/1088 K. 06.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5780
KARAR NO : 2012/1088
KARAR TARİHİ : 06.02.2012

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 5. İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava 15.8.2008 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünü kaybeden davacı sigortalının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat talebinin atiye bırakılması nedeniyle bu hususta açılan davanın açılmamış sayılmasına. Manevi tazminat davasının ise kısmen kabulü ile 70.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (maddi tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek manevi tazminat miktarını tayininde de doğrudan etkili olması nedeniyle işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir.Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malûllük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp
Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden SGK Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olarak kabul edildiği ve kurumca davacıya sürekli işgöremezlik geliri bağlanacağının belirtildiği anlaşılmakla beraber davaya konu iş kazası neticesinde yaralanan davacının sürekli iş göremezlik oranını belirten usulüne uygun düzenlenmiş herhangi bir raporun dosyada bulunmadığı buna göre de mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidildiği anlaşılmış olup bu husus usul ve yasaya aykırı olduğundan bozma nedenidir.
Yapılacak iş öncelikle davacının iş göremezlik oranının SGK Başkanlığından sorulması,buradaki maluliyet oranına bir itiraz var ise yukarıda belirtilen usul kapsamında gerekirse en son olarak ATK Genel Kurulundan da rapor almak suretiyle kazalının iş göremezlik oranının kesin olarak tespitidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 06/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.