YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5518
KARAR NO : 2010/9692
KARAR TARİHİ : 11.10.2010
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigortalılık başlanğıç tarihinin 1.9.1977 olduğunun ve 1.3.2008 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz ve davacı vekilince duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 435/2. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava; davacının 01.03.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne ilişkin verilen 17.09.2008 tarihli karar Dairemizin 16.11.2009 tarihli kararı ile davacının 4447 sayılı Yasanın 17. maddesi ile 506 sayılı Yasaya eklenen geçici 81 maddesinin yürürlüğe girdiği 08.09.1999 tarihinde Türkiye’de sosyal sigortalar kapsamında sigortalı olarak çalışması bulunmadığı gibi bu tarihde, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılmış bir borçlanması da bulunmadığı, bu durumda davacının yaşlılık aylığı bağlanma koşullarının 3201 sayılı Yasa kapsamında Kuruma borçlanmanın yapıldığı 20.02.2008 tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın 60/A-b maddesine göre değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak 24.02.2010 tarihli karar ile istemin reddine karar verilmiştir.
Davacının Sigortalılık başlangıç tarihinin 01.09.1977 olduğu ve tahsis talep tarihi olan 20.02.2008 tarihi itibari ile 3201 sayılı Yasa kapsamında Almanya’da geçen 04.09.1979-16.09.1992 ve 19.11.1992-30.11.1994 tarihleri arasındaki çalışmalarından 5423 günü Kuruma borçlanarak 30 yıldan fazla sigortalılık süresi ile 5000 gün prim ödemesi bulunduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık davacının yaşlılık aylığı şartlarının yurt dışı borçlanmasını yaptığı tarih olan 20.02.2008 tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasanın 60/A-b maddesi uyarınca mı yoksa 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Yasanın 17 maddesi ile 506 sayılı Yasaya eklenen geçici 81 hükümlerine göre mi belirleneceği noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın geçici 81/A maddesi; bu kanun yürürlüğe girdiği tarihten önceki yürürlükte bulunan hükümlere göre yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olanlar ile sigortalılık süresi 18 yıl ve daha fazla olan kadınlar ve sigortalılık süresi 23 yıl ve daha fazla olan erkekler hakkında, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümler uygulanacağını kabul etmiştir. Yurt dışı hizmet borçlanmasının yapıldığı 20.02.2008 tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın 60/A-b maddesi ise sigortalının yaşlılık aylığından yararlanabilmesi için kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olması, 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 4500 gün prim ödemesi gerektiğini kabul etmiştir.
Diğer yandan, her ne kadar bozma kararına uyma usulü kazanılmış hak doğurur ise de, usulü kazanılmış hakkı ortadan kaldıran yeni bir içtihadı birleştirme kararının çıkması, geçmişe etkili yeni bir yasanın yürürlüğe girmesi, usulü kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken yasa hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından iptali, maddi hataya dayalı bir bozma kararına uyma gibi durumlar usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine engel olur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2004/21-298 E. 2004/252 K., 2003/11-277 E. 2003/295 K., 2006/15-275 E. 2006/366 K., 2001/2-430 E. 2001/ 432 K., 2006/4- 519 E. 2006/ 527 K. nolu kararları da bu yöndedir.
Somut olayda davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.09.1977 olduğu ve tahsis talep tarihi olan 20.02.2008 tarihi itibari ile 3201 sayılı Yasa kapsamında Almanya’da geçen 04.09.1979-16.09.1992 ve 19.11.1992-30.11.1994 tarihleri arasındaki çalışmalarından 5423 günü kuruma borçlanarak 30 yıldan fazla sigortalılık süresi ile 5000 gün prim ödemesi bulunduğu açık olmakla davacının yaşlılık aylığı şartlarının 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Yasanın 17 maddesi ile 506 sayılı Yasaya eklenen geçici 81 hükümlerine göre belirlenmesi yolunda Dairemiz bozma kararının maddi hataya dayalı olduğu ve kamu düzenini ilgilendiren bu davada davalı yararına usulü kazanılmış hak yaratmayacağı kabul edilmelidir.
Bu durumda Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.