Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/5300 E. 2012/1275 K. 07.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5300
KARAR NO : 2012/1275
KARAR TARİHİ : 07.02.2012

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının 28.01.2006 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu % 6,2 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının % 30, davalının % 70 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat “bir miktar fazladır”.
Maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarına gelince; iş kazası 28.01.2006 tarihinde olmuş, davacıya Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 28.01.2006-30.03.2006 tarihleri arasında geçici iş göremezlik dönemin de 850,64 TL geçici iş göremezlik ödeneği ödenmiş, işgücü kaybının % 6.2 olması nedeniyle sürekli işgöremezlik geliri bağlanmamıştır. Tazminat hesabı ise kaza tarihinden itibaren yapılmıştır.
O halde Mahkemece davacının maddi zararından geçici iş göremezlik ödeneği düşüldükten sonra kalan miktara karar verilmesi gerekirken mükerrer tahsile yol açacak biçimde yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 07/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.