Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/5257 E. 2011/6136 K. 11.07.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5257
KARAR NO : 2011/6136
KARAR TARİHİ : 11.07.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, 1.2.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

Davacı, 3201 sayılı Yasaya göre Yurtdışı hizmetlerini borçlanarak bağlanan yaşlılık aylığının, Türkiye’de … kapsamına tabi çalışması nedeniyle iptal edildiğini,ileri sürerek Kurum işlemlerinin iptalini Kuruma borçlu olmadığının ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, vergi mükellefiyetinin yaşlılık aylığı bağlandığı sırada mevcut olmasının destek primi kesilmesini gerektirdiği, yaşlılık aylığının kesilemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacıya, 11.07.1990 tarihinden itibaren 1479 Sayılı Yasa kapsamında … sigortalılık süresi ve 10.02.1984-28.07.1986; 16.11.1987-04.04.1990 tarihleri arasında 3201 Sayılı Yasa kapamında yurt dışında geçen 1746 günlük süreyi de borçlanarak 01.02.2009 tarihinden itibaren Yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının 01.07.1990 tarihinde başlayıp devam eden vergi kaydı olduğu ayrıca Oda kaydı ve Esnaf Sicil kayıtlarının da devam ettiği bu nedenle Kurum tarafından yaşlılık aylığının 01.02.2009 tarihinden geçerli olmak üzere iptal edilerek yersiz ödenen aylıklar nedeni ile 5.146,00 TL ayrıca 30.09.3009 tarihine kadar 2.282,87 TL prim borcu çıkarıldığı anlaşılmaktadır
Uyuşmazlık, yurtdışında geçen çalışmaların borçlanılması sonucu sigortalıya aylık bağlandıktan sonra, sigortalının Türkiye’de sosyal güvenlik kurumlarına tabi olacak şekilde çalışması durumunda 3201 sayılı Yasanın 6/B maddesi uyarınca yaşlılık aylığının kesilip kesilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan, 3201 sayılı Yasanın 5754 sayılı Yasanın 79. maddesi ile değişik 6/B maddesine göre;”bu Yasa hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye’de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir.”
Mahkemece, davacının Türkiye’de 01.07.1990 tarihinden itibaren kendi adına ve hesabına bağımsız faaliyette bulunduğu, Vergi Dairesinde, Meslek Odasında ve Esnaf Sicil Memurluğunda kayıtlı olduğu, kaydının devam ettiği ve dolayısıyla sigorta kapsamında çalıştığı göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Ne varki, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5997 sayılı Yasanın 15. maddesi ile 3201 sayılı Yasanın 6/B maddesi değiştirilerek “Türkiye’de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31.5.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümleri uygulanır.”hükmü getirilmiş, madde hükmü 19.06.2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yasanın açık hükmü karşısında Kurumun yasanın yürürlük tarihinden itibaren yaşlılık aylığını yeniden bağlaması gerektiği ortadadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.07.2011 gününde oy birliği ile karar verildi.