YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4813
KARAR NO : 2010/7991
KARAR TARİHİ : 05.07.2010
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, … sigortalılığının 21.02.2002 tarihi itibariyle sona erdiğinin ve …’a prim borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava davacının 21.02.2002 tarihinde 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu … sigortalılığının sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile davacının 21.02.2002tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa’ya tabi … sigortalılığının sona erdiği 21.02.2002 tarihinden sonra kuruma borcu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının 21.06.1991-20.07.1991 tarihleri arasında vergi kaydının, 06.06.1996-15.08.2005 tarihleri arasında esnaf sicil kaydı ile oda kaydının bulunduğu, Oda kaydına göre 06.06.1996 tarihinde verilmiş giriş bildirgesi üzerine 06.06.1996 tarihi itibariyle …’a tescilinin yapıldığı, davacının 21.01.2002 tarihinde Kuruma başvurarak vergi kaydının bulunmaması nedeni ile … sigortalılığının sona erdirilmesini istediği ve Kurum tarafından 21.01.2002 tarihli işlem ile 05.01.2001 tarihinden itibaren davacının … sigortalılığının sona erdirildiği, 01.07.1996-21.01.2002 tarihleri arasındaki döneme ait primlerin ödendiği Kurum tarafından davacının 1479 sayılı yasa kapsamında … sigortalılığının 15.08.2005 tarihinde n geçerli olmak üzere sona erdirildiği, davacının 01.03.2002-01.10.2005 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olarak kaydının bulunduğu, buna göre davacının iki ayrı Sosyal Güvenlik Yasa’sına tabi çalışmalarının çakıştığı görülmektedir.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu gerekse 1479 sayılı … Kanunu birbirine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp, çakışan sigortalılık olarak adlandırılan bu sorunu zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde sigortalının önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığına geçerlik tanınacağı, Zorunlu sigortalılık ile isteğe bağlı sigortalılığın çakışması halinde ise zorunlu sigortalılığa üstünlük tanınacağı, kabul edilmektedir. Yasa sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında sigortalı olabilmesi için hizmet aktine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında da bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasa’nın 3.maddesinin I/f bendinde “kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların” (K) bendinde ise “ herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı Yasa’nın 24.maddesinin I ve II. fıkralarında da bir kimsenin … kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında, başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşuluda getirilmiştir.
Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün bulunmayıp isteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakışması halinde zorunlu sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır.
Davacı 06.06.1996 tarihinde başlayıp 21.01.2002 tarihine kadar 1479 sayılı Yasa kapsamında … sigortalı olarak prim ödeyip 06.06.1996-31.12.2001 tarihleri arasındaki döneme ait prim borçlarının tamamının karşılandığı ve terk işleminin yapıldığı 15.08.2005 tarihine kadar Kurum tarafından sigortalılığının kabul edilmesi nedeni ile 5 yıl ve daha fazla prim borcu bulunmadığından 1479 sayılı Yasa’nın 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek. 19. maddesi ve 5510 sayılı yasanın geçici 17 maddesi hükmünden de yararlanma olanağı bulunmadığından, zorunlu sigortalılık olan 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılığa değer verilmesi gerekir.
Öte yandan; Kurum vekili devredilen … adına duruşmaları takip ettiği ve beyanda bulunmuş olması nedeni ile davacının 1479 sayılı yasa kapsamında zorunlu … sigortalılığı ile çakışan 01.03.2002-01.10.2005 tarihleri arasındaki 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe Bağlı sigortalılığının iptal edilip edilmediği anlaşılmamaktadır.
Yapılacak iş; 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılığın iptal edilmiş olduğunun anlaşılması halinde davalı Kurum vekilinin bu konudaki beyan ve delillerini almak, Oda kaydı ve Esnaf sicil kaydına göre 1479 sayılı yasa kapsamında zorunlu sigortalılık koşullarının bulunduğu 21.02.2002 tarihinden itibaren Esnaf sicil kaydının sona erdiği 15.08.2005 tarihine kadar 1479 sayılı yasa kapsamında zorunlu … sigortalılığının geçerli olduğu ve prim borçlarından sorumlu olduğu anlaşıldığından istemin reddine karar vermektir
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.