Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/4646 E. 2011/4922 K. 30.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4646
KARAR NO : 2011/4922
KARAR TARİHİ : 30.05.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, 15.11.1981 tarihinden itibaren zorunlu Bağ-Kur sigortalılığını iptal eden Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının 11.05.1981 tarihinden itibaren zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 23.11.2006 tarih ve 72432 sayılı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının 15.11.1981 tarihinden itibaren zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılmasına ilişkin tescil talebinin reddine dair 23.11.2006 tarih ve 72432 sayılı davalı Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
Dosya içindeki kayıt ve belgelerden davacının terzilik faaliyetine istinaden 11.05.1981-15.09.2009 tarihleri arasında vergi kaydı, 22.04.1982 tarihinden itibaren Esnaf Odası kaydı, 03.01.1982 tarihinden itibaren devam eden Esnaf Sicil Memurluğu kaydının bulunduğu, 04.10.2000 tarihinden önce Bağ-Kur’a tescil kaydının, prim ödemesinin müracaatının bulunmadığı 31.05.2006 tarihli dilekçesi ile Bağ-Kur’a 11.05.1981 tarihinden itibaren tescilinin yapılmasını istediği, bu müracaatın davalı Kurumca, 1479 sayılı Kanunun 619 sayılı K.H.K’nin yürürlüğe girdiği tarihten önce vergi mükellefi olduğu bu tarihten önce Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmadığı, 04.10.2000 tarihi itibariyle giriş bildirgesi doldurulduğu takdirde sigortalılığının başlatılacağının bildirildiği görülmüştür.
1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılıkta sigorta primleri sigortalı tarafından ödendiğinden 506 sayılı Yasadan farklı olarak 1479 sayılı Yasada sigortalının hizmet tespiti davası açarak geçmiş hizmetlerinin mahkeme kararı ile tespitine olanak tanınmamıştır.
Ancak kanun koyucu çıkardığı yasalarla zaman zaman vergi kaydının bulunduğu geçmiş sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi imkanı getirmiştir.
İşte bu amaçla 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın Ek Geçici 13. maddesi ile 1.10.1972-20.4.1982 tarihleri arasındaki süreyi, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın Ek Geçici 16. maddesi ile 1.10.1972-20.4.1982 tarihleri arasındaki süreyi, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın Geçici 18. maddesi ile 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki süreyi, 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın Geçici 8. maddesi ile 4.10.2000-1.10.2008 tarihleri arasında vergi kaydı bulunulan süreleri yasada gösterilen sürelerde davalı Kuruma müracaat etmek ve prim borçlarını yasada gösterilen sürede ve şekilde ödenmek kaydıyla hizmet süresinden saydırma imkanı doğmuştur.
24.07.2003 tarihlli 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 47. maddesi ile 1479 sayılı Kanuna eklenen geçici 18.maddesinde “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı, ancak bu kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.04.1982-04.10.2000 tarihleri arasında vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak 49. ve 15.maddelere göre hesaplanarak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde, bulundukları gelir basamağının yürürlükte olan prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği” bildirilmiştir.
Somut olayda davacı davalı Kuruma 1479 sayılı Yasanın Geçici 18. maddesinde belirtilen süre içinde müracaat etmediği gibi daha önce Ek Geçici 13. ve 16. maddelerinde belirtilen süreler içinde de müracaatta bulunmamıştır. Davacı davalı Kuruma 31.5.2006 tarihinde müracaatta bulunduğundan 4.10.2000 tarihine kadarki vergi kaydının bulunduğu dönemin sigortalılık süresinden sayılması mümkün olmayıp 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılığı ancak 4.10.2000 tarihinde başlayacaktır. Ne var ki dosya içindeki belgelerden davacının davalı Kurumca 4.10.2000 tarihi itibariyle tescil edilip edilmediği anlaşılamamıştır.
Yapılacak iş; Davalı Kurumdan davacının 4.10.2000 tarihi itibariyle tescil edilip edilmediğini sormak, tescil edilmiş ise davanın reddine karar vermek, tescil edilmemiş ise davacının 4.10.2000 tarihi ile dava tarihi arasında 1479 sayılı Yasaya tabi Bağ-Kur sigortalısı olduğunun (1.10.2008 tarihinden itibaren 5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin (b) bendi kapsamında) tespitine karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.