Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/4188 E. 2011/4423 K. 09.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4188
KARAR NO : 2011/4423
KARAR TARİHİ : 09.05.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(İş)Mahkemesi

Davacı,davalılardan işverene ait işyerinde 15.3.1991 tarihinde işe başladığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde,yetkisizliğine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı şirkete ait işyerinde 15.03.1991 tarihinde işe başladığının tesbiti istemine ilişkindir.
Davalı Kurumca süresi içinde yetki itirazında bulunulmuştur.
Mahkemece; davalı şirketin adresinin işe giriş bildirgesinde … olarak gösterildiği, dava dilekçesinde de adresin … bulunduğu ve … adrese tebligat yapıldığı, davalı Kurumun merkez adresinin … olduğu, davanın Düzce İş Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile “Yetkisizlik kararı verilerek karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Düzce Iş Mahkemesine gönderilmesine,” karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, yetkili mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
HUMK 9. maddesinde tanımlanan genel yetki kuralına koşut hüküm içeren 5521 sayılı İş Mahkemeler; Kanununun 5. maddesinde, “İş mahkemelerinde açılacak her dava açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği, 15. maddesinde; bu Kanunda sarahat bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir.
Genel yetki kuralı dışında düzenleme öngörülmemiş olması karşısında, HUMK’da yer verilen özel yetkiye ilişkin düzenlemelerin İş Mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesinde dikkate alınması gerekmektedir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 17. maddesi uyarınca; “Hakiki veya hükmi bir şahsın muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu takdirde o şubenin muamelesinden dolayı iflas davası müstesna olmak üzere o şubenin bulunduğu mahalde dahi dava ikame olunabilir”.
“Kurum adına işlem yapmaya yetkili bulunmak” şubenin tanımından ortaya çıkan bir sonuç olup, şubenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olmasında tek başına yeterli değildir. Şubenin bulunduğu yer yetkisi, o şubenin yapmış olduğu işlemlerden, davacıya ait işlemlerin yürütülmesinden doğan uyuşmazlıklarda geçerli bulunmaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu … Sigorta İI Müdürlüğünden 21.07.2008 tarihinde, … sicil numaralı … Turizm Ltd. Şti, unvanlı iş yeri tarafından verilen giriş bildirgesine göre işlem yapılmasını talep ettiği, … Sigorta İl Müdürlüğünce davacının çalışması ile ilgili giriş bildirgesi verilmiş ise de adı geçen şirket tarafından dönem bordrolarının verilmemiş olması nedeni ile Kurum kayıtlarında hizmetinin bulunmadığının 12.01.2009 tarihli yazı ile davacıya bildirildiği, davacının sigortalılık başlangıcının 15.03.1991 olarak kabul edilmemesi nedeniyle Bolu İş Mahkemesinde bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davaya konu uyuşmazlık Sosyal Güvenlik Kurumu … İl Müdürlüğü işleminden kaynaklanmaktadır. Tüzel kişilere karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme, tüzel kişilerin yerleşim yerinin, yani merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olmakla birlikte, şube işlemleri nedeniyle açılacak dava, taraf olarak bağlı bulunulan merkez davalı gösterilerek, şubenin bulunduğu yerde de açılabilir.
Davaya konu Kurum işlemi … İl Müdürlüğünce yapılmıştır. Uyuşmazlığa konu Kurum işleminin bu şube muamelesinden kaynaklanmış olması karşısında, o yer iş Mahkemesi yetkili kabul edilmelidir. HGK’nun 2008/10-329 E.2008/334 K,16.04.2008 tarihli ilamıda bu yöndedir. Hal böyle olunca mahkemece davanın esasına girip sonucuna göre karar vermesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 9.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.