Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/3757 E. 2011/4271 K. 05.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3757
KARAR NO : 2011/4271
KARAR TARİHİ : 05.05.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, murisinin davalı işveren nezdinde 1.3.1994-31.10.1994 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının murisi … 01.03.1994-31.10.1994 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmaların tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi uyarınca açılan işverence Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin tesbitine ilişkin davalarda, davalı … ile birlikte sigortalıyı çalıştırdığı ileri sürülen işverene husumetin yöneltilmesi yasal zorunluluktur. Davacı, murisinin hizmet akti ile çalıştığı kooperatifin feshedildiğini ileri sürmüş ve kooperatifin yetkilisi olduğunu iddia ettiği gerçek kişi aleyhine dava açmış ve söz konusu kişiye tebligat yapılarak yargılama sürdürülmüştür.
Mahkemece, ticaret sicilinden kooperatif kaydının silinip silinmediği araştırılarak, tüzel kişiliğin devam ettiğinin tesbiti halinde işveren kooperatife husumet yöneltilerek davanın sonuçlandırılması gerekir.
Kooperatifin Ticaret Sicilinden terkin edilmiş olduğunun anlaşılması halinde de, Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/10-1 Esas, 1999/1 Karar sayılı 27.01.1999 günlü kararında açıklandığı gibi, Mahkemece Tüzel kişiliği sona eren kooperatifin tüzel kişiliğinin sona ermesine ilişkin kararın kaldırarak, kooperatifin ihyası için tasfiye memurları ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek ayrı bir dava açılması için davacı tarafa HUMK’nun 39 ve 40. maddeleri hükümleri uyarınca uygun bir önel verilmesi ve bu dava açıldığı takdirde alınacak sonuca göre bu davaya devam edebilme olanağı doğduğu takdirde tüzel kişiliğe tebligat yapılarak davaya devam edilmesi gerekir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı Kurumun diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 05.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.