Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/3581 E. 2010/9459 K. 05.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3581
KARAR NO : 2010/9459
KARAR TARİHİ : 05.10.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.5.1990-10.4.2007 tarihleri arasında çalıştığının ve sigorta primine esas kazancının ve eksik yatırılan primlerin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar vekillerince istenilmesi ve davalılardan …Kimya Ltd. Şti vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 5.10.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan …Kimya Ltd. Şti vek. Av. … geldi. Karşı taraf ile davalı Kurum adına gelen olmadı Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı davalıya ait işyerinde 01.05.1990 ile 10.04.2007 tarihleri arasında çalıştığı ve son ücreti net 2.000,00-TL olduğu halde, Kuruma asgari ücret üzerinden bildirimde bulunularak primlerinin yatırıldığından bahisle, davalı işyerinde çalıştığı sürelerde sigorta primine esas kazancının ve eksik yatırılan primlerinin tespiti isteminde bulunmuştur.
Mahkemece iş akdinin son bulduğu tarihte davacı niteliğindeki bir işçinin 2.000,00-TL net aylık ücretle çalışabileceğine dair … Ticaret Odası’nın cevabi yazısı esas alınarak, davacının dava konusu dönemde davalı işyerinde asgari ücretin 4,9624 katı ücretlerle çalıştığı kabul edilerek davacının primlerinin eksik yatırıldığının tespitine karar verilmiş ve bu karar süresinde davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Davalı işyerinde geçen çalışmaların süresi uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık dava konusu dönemde davalı işyerinden bildirilen prime esas kazançların gerçek ücrete ilişkin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 77. Maddesi gereğince “Sigortalılar ile işverenlerin bir ay için ödeyecekleri primlerin hesabında: a) Sigortalıların o ay için hak ettikleri ücretlerin, b) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan sigortalılara o ay içinde ödenenlerin, c) İdare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince (a) ve (b) fıkralarında yazılı kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, Brüt toplamı esas alınır.” Bu duruma göre de sigortalıya yapılan ödemelerin kuruma bildirilen
-/-

-2-

ESAS NO 2010/3581
KARAR NO 2010/9459
kazanç miktarından fazla olduğunun ileri sürülmesi halinde prime esas kazancın tespitinde gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkündür. Gerçek ücretin belgelerle ispatlanması halinde ise varsayıma dayalı şekilde belirlenemeyeceği tartışmasızdır. Bu belgelerin bulunmaması durumunda işçinin yaşı, mesleki kıdemi, eğitim ve mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesinin gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda, dosya içerisinde bulunan ücret bordrolarının bir kısmının imzalı bir kısmının ise imzasız olduğu, imzalı olanlardaki imzaların ise davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Diğer bir deyişle davacının imzasını içeren ücret bordroları bulunmamaktadır. Ücrete ilişkin yazılı delil bulunmaması durumunda ücret her türlü delille ispatlanabilir. Davacı işyerinde işi idare eden kişi olarak çalıştığını, davalı işveren ise davacı işçinin işyerinde kaynak ustası olarak çalıştığını ileri sürmüştür. Davacıya işyerinin idaresi ile ilgili olarak yetkiler veren vekâletnamelerin 1996 yılından itibaren düzenlenmeye başladığı dosya içerisinde bellidir. Hal böyle olunca 1990 ile 1996 yılında ilk vekâletnamenin düzenlenmesine kadar geçen sürede davacının iş yerindeki durumun yeniden değerlendirilmesinin gerektiği açıktır.
1996 yılında ilk vekâletnamenin düzenlenmesinden sonra iş akdi sona erene kadar davacının iş yerinde işletme sorumlusu olarak çalıştığının kabulü yerinde ise de bu dönemdeki prime esas kazancın, noksan inceleme ve araştırma ile belirlendiği görülmektedir. İşletme sorumlusunun asgari ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmeyeceği doğrudur. Ancak başkaca bir araştırma yapılmaksızın … Ticaret Odası’nın 2007 yılı için yaptığı bildirimin tek başına tüm uyuşmazlık konusu dönem için prime esas kazancın belirlenmesinde esas alınması hatalı olmuştur. Yapılan işin niteliğine göre Ticaret Odasının emsal ücret belirleyecek konumda olmadığı da açıktır.
Yapılacak iş, davacı işçinin eğitim durumu, yaşı, mesleki kıdemi, yabancı dil bilip bilmediği, yaptığı iş belirtilmek suretiyle emsal işçinin uyuşmazlık konusu dönemde alabileceği ücret ilgili meslek odasından sorulmak, davalının açtığı alacak davası ile ceza soruşturmasına ilişkin dosyalar getirtilmek, iş yerinin kapsam ve kapasitesi, çalıştırdığı işçi sayısı, karlılık durumu da tespit edilmek ve tüm deliller bir arada değerlendirilmek suretiyle, gerçek ücretin belirlenmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalılardan …Kimya Ltd. Şti yararına takdir edilen 750.00 TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden ilgilisine iadesine,
05.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.