Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/3523 E. 2010/9811 K. 12.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3523
KARAR NO : 2010/9811
KARAR TARİHİ : 12.10.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu manevi zarardan doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava, davacının davalı işverene ait Nijerya’da bulunan işyerinde çalışırken teröristlerce fidye için kaçırılıp 15 gün süre rehin tutulması ve bu süre içinde maddi ve manevi şiddete maruz kalması sonucu uğradığı manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece SGK müfettiş raporunda olayın iş kazası olmadığının belirlendiği, zararla fiil arasında illiyet bağı kurulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı şirkete ait Nijerya’da bulunan işyerine görevli mühendis olarak gönderilen davacının 6.4.2007 tarihinde yine şirketin bir elamanı ve şirketin arabası ile evinden 30 km uzakta işyerinden eve dönerken teröristlerce kaçırılarak 15 gün alıkonulduğu, davalı şirketin teröristlere fidye ödemesi sonucu davacının serbest bırakıldığı SGK’ca yapılan tahkikat sonucunda davacının ruhen veya bedenen bir zarara uğradığını belge ile ispat edemediği gerekçesiyle olayın iş kazası sayılmadığı davalı tanığı olan…Nijerya dönüşü davacıyı havaalanında karşıladığını, davacının bir hayli üzülmüş ve psikolojisinin bozulmuş olduğunu, davacı tanığı …ile …’ın ise davacının Nijerya dönüşünde psikolojisinin bozuk olduğunu, vücudunda böcek ısırmalarından dolayı yaralar olduğunu beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa’nın 11. maddesinde sigortalının işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olayın iş kazası olduğu bildirilmiştir.
Vücut bütünlüğü kavramı yalnız fiziki bütünlüğü değil, ruhi ve asabi bütünlüğü de kapsamaktadır. Yabancı bir ülkede teröristlerce kaçırılıp, 15 gün alıkonulduğu anlaşılan davacının en azından asabi sok geçirdiğinin ve asabi şokun doğurduğu zararın zarar görenin hukuken korunan mutlak varlıklarından vücut bütünlüğünün ihlali içinde değerlendirileceği ve davacının ruhça arızaya uğradığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü hayatın olağan akışına aykırı olup davacının asabi şok geçirmesi nedeniyle ruhça arızaya uğradığının ayrıca tıbbi bir rapor ile belgelenmesi gerekmez. Her ne kadar olay SGK’ca davacının ruhen veya bedence zarara uğradığı bir belge ile tespit edilemediğinden iş kazası olarak kabul edilmemiş ise de davadaki istem nitelikçe olayın iş kazası olduğunun tespitini de içerdiğinden ve davacının iddia ve talebi 506 sayılı Yasa’nın 12. maddesi kapsamında SGK’na iş kazası sigorta kolundan sigortalıya yapılacak yardımlarla ilgili bir sonuç doğurmayacağından davacının davalı işverence görevli olarak götürüldüğü yabancı ülkede işverene temin edilen taşıt ve şöför ile işyerinden evine götürülürken meydana gelen ve davacıyı ruhça arızaya uğratan bu olayın iş kazası olduğu kabul edilmelidir.
Olay iş kazası olup, iş hukuku ve sosyal güvenlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş aktinden doğan işçiyi gözetme(koruma) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu’nun 77. maddesinin açık buyruğudur.
İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özelliği gereği Şubat 2007 tarihinde Nijerya Türkiye Büyükelçiliğinin internet sitesinde “Nijerya’da seyahat Edecek Vatandaşlarımızın Dikkat Etmesi Gereken Hususlar” başlıklı uyarı yazısında Nijerya’nın güvenli bir ülke olmadığı, silahlı çetelerin bulunduğu, bu çetelerin şiddete başvurdukları, çalışanları kaçırdıkları, şehirlerarası yollarda akşam saatlerinde silahlı çetelerin araçlara saldırarak yolcuları soydukları”nın bildirildiği gözetilerek, işverenin uygulaması gereken İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin ilgili maddelerinin işyerinde alması gereken önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde uygulanmak suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı belirlenmeli ve çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin zararla fiil arasında illiyet bağı kurulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 12.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.