YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3499
KARAR NO : 2011/3842
KARAR TARİHİ : 25.04.2011
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15.09.1994-27.04.2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalılardan Kurum vekilince süresinde, davalı … vekilince de süresi dışında temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Hüküm, İş Mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesi hükmüne göre ise İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir.
Olayda hüküm 22.2.2010 tarihinde temyiz eden davalı işveren … vekiline tebliğ edilmiş oludğu halde bu davalının temyizi 9.3.2010 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu durumda 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’na göre davada 8 günlük temyiz süresi fazlası ile geçmiştir.
O halde 1.6.1990 Tarih ve 1989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da gözönünde tutularak davalı işveren … vekilinin temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddi cihetine gitmek gerekmiştir
2-Dava. davacının 15.9.1994-27.4.2006 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir .
Mahkemece davacının davalıya ait … plaka sayılı minibüste 25.8.1998-27.4.2006 döneminde her ay 10 gün olmak üzere toplam 921 gün hizmet akdine tabi asgari ücret karşılığı 506 sayılı Yasaya tabi sigortalı olarak çalıştığının tesbitine, fazla talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının hizmet cetveline göre uyuşmazlık dönemi ile çakışan başka işyerinden 1.11.1996-1.7.1997 tarihleri arasında 241 gün çalışmasının bulunduğu, davalı işyerinden Kurumca bildirilen hizmetinin olmadığı, 2006-2008 yılları arasındaki trafik ceza tutanaklarında davacının adının bulunmadığı, vergi dairesinin 1.12.1998 tarihli yoklama fişinde davacının davalı adına kayıtlı … plakalı minibüste çalıştığını beyan ettiği ve davalının yanındaki işi 20.11.2006 tarihinde bıraktığına dair belgeyi vergi dairesine ibraz ettiği anlaşılmaktadır.
Oysa ifadesi hükme dayanak alınan tanıklar davacıyla birlikte çalışan ve kayıtlara geçmiş kişiler olmadığı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimseler de değildir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek , tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez. Öte yandan, tesbiti istenen süreler çok öncelere ilişkin bulunduğundan tanıkların bu sürelerle ilgili bilgileri bu güne değin eksiksiz olarak hafızalarında korumaları da hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmez. Ayrıca bazı dönemlerde trafik cezası kesilmemesi veya başka sürücüler adına da ceza kesilmiş olması çalışılan işyerinin niteliği gözönüne alındığında davacının bu dönemlerde davalıya ait dolmuş işletmesi işyerinde çalışmadığına ya da part-time çalıştığına karine teşkil etmez.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi icap ettiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın içtihadı gereğidir. Somut olayda, davacının çalıştığını iddia ettiği işyerinin 506 sayılı Yasa kapsamına alınmadığı, dolayısıyla davacı ile birlikte çalışan bordro tanığı olmadığı dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu durumda, bu tür davaların nitelikçe kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olduğu göz önünde tutularak, doğrutan soruşturmayı genişletmek suretiyle, dolmuş işleticilerinin ve şoförlerinin bağlı olduğu ilgili odadan , tesbiti
istenilen dönemde Denizciler-Sıhhiye -Ümitköy hattında çalışan dolmuşların sahip ve çalışanlarının isim ve adresleri sorularak bilgilerine başvurulmak, dinlenen tanıkların da varsa bu yöndeki çalışma veya minibüs sahibi olduklarına dair kayıtlarını getirtmek, davacının tesbitini istediği sürede, çalıştığını iddia ettiği… plakalı dolmuş ile ilgili trafik suçuna ilişkin uyuşmazlık döneminde ait tüm ceza kayıtları getirtilerek trafik suçu işleyen ve isimleri vergi dairesi kayıtlarında mevcut olan şoförleri de tanık olarak dinlemek, davacı asılı isticvap edip, çalışma şart ve şekli ile günlük çalışma süreleri hakkında ayrıntılı bilgi almak, gerektiğinde dolmuş şoförlerinin çalışma şekli ve süreleri hakkında bilirkişi görüşüne başvurmak ve olabildiğince delilleri toplayıp, vergi dairesi kayıtlarıyla tüm delilleri birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar vermek gerekmektedir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.6.1999 gün ve 1999/21-510-527 sayılı, 30.6.1999 gün ve 1999/21-549-555 sayılı, 5.2.2003 gün ve 2004/21-35-64 sayılı, 15.10.2003 gün ve 2003/21-634-572 sayılı kararları da aynı yöndedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ve davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 25.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.