Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/3396 E. 2011/3960 K. 26.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3396
KARAR NO : 2011/3960
KARAR TARİHİ : 26.04.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalılardan …’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası sonucu sürekli işgöremezliğe uğrayan davacı işçinin maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 24.06.2001 tarihinde meydana gelen ve davacı işçinin % 100 oranında sürekli işgöremezliğe uğradığı iş kazasında, davalı işveren …’nın % 65, davacının ise % 35 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek 192.118,22 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, diğer davalılar eleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Olay iş kazası olup, İş Hukuku ve sosyal güvenlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş aktinden doğan işçiyi gözetme ( koruma ) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu’nun 77. maddesinin açık buyruğudur.
İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu’nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir )
Somut olayda, … Organize Sanayi Bölgesinde bulunan bakliyat deposundaki 370x370x450 cm ebadında sacdan yapılmış, 120’şer cm uzunluğunda demirden 4 adet ayağı olan küp şeklindeki siloyu 24.06.2001 tarihinde saat 22:00 sıralarında kamyon ve vinç yardımıyla davalıya ait işyerine taşımak üzere diğer işçilerle birlikte davacı görevlendirilmiştir. Bakliyat deposunun kapısı 350 cm – 600 cm ebadındaolup … içerisinde yer alan demir tekerlekler üzerinde hareket etmektedir ve 350 cm – 300 cm ebadında iki kapı kanadı bulunmaktadır. Silonun bakliyat deposundan çıkartılabilmesi için sürgülü kapının üst raylarını spiral taşı ile kesen davacı sol kapı kanadını duvara yaslamış ve güvenli durması için de ağaç kalası kapının önüne dayamıştır. Silo bakliyat deposundan çıkartılıp kamyona yüklendikten sonra çalışırken kullandıkları malzemeleri yükleyecekleri aracın kapıya yanaşmasını sağlamak isteyen davacının, buna engel olan kalası yerinden alması üzerine kapı kanadı esneme yaparak yerinden çıkmış ve davacının üzerine devrilmiştir.
Kusur oranlarının belirlenmesi için bilirkişi kurulundan alınan13.04.2005 tarihli raporda işverenin % 80, davacının % 20 oranında kusurlu olduğu, 14.07.2008 tarihli raporda işverenin % 65, işçinin % 35 oranında kusurlu olduğu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi … tarafından hazırlanan iş kazası raporunda işverenin % 80, işçinin % 20 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, … Asliye Ceza Mahkemesinin 23.01.2006 gün ve 2005/1106 E.-2006/18 K.sayılı kararında ise işverenin 5/8 ( % 62,5 ), kazazede işçinin 3/8 (%37,5) oranında kusurlu olduğu kabul edilerek davalı …’nın mahkumiyetine karar verilmiştir.
Davacı … 13.10.1978 doğumlu olup kaza tarihinde 23 yaşındadır. Davalı …’ya ait “tavuk çiftliği” işyerinde ilk olarak 02.11.1998 tarihinde işe girmiştir. İşyerinde çavuş (ustabaşı) olarak çalışan, meslek lisesi mezunu ve tecrübeli bir işçi olan davacı, yeterli dikkat ve özeni göstermeyerek 350 cm – 300 cm ebadındaki kapı kanadının düşmesini engellemek amacıyla yasladığı kalası, kaza yerinde bulunan diğer çalışanları bu konuda uyardığı halde yerinden alarak iş kazasına neden olmuştur. Davacı, yaşı, eğitimi, meslek tecrübesi ve kazanın oluş şekline göre kendisinden beklenen özeni göstermeyerek ağır kusuru ile kazanın meydana gelmesine neden olduğundan, hükme esas alınan 14.07.2008 tarihli bilirkişi raporunda belirlenenden daha fazla kusurlu olduğu gibi kusurun aidiyeti ve dağılımına dair 13.04.2005 ve 14.07.2008 tarihli bilirkişi kurulu raporları arasında da açık çelişki bulunmaktadır. Mahkemece 13.04.2005 ve 14.07.2008 tarihli bilirkişi raporları arasında açık çelişki bulunduğundan, konusunda uzman kişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulundan bu çelişkiyi gideren, davacının yaşı, meslek tecrübesi ve eğitim durumu da gözetilerek oluşa uygun kusur raporu alınmadan 14.07.2008 tarihli bilirkişi raporunun uzlaştırıcı olduğu kabul edilerek bu raporda belirlenen kusur oranlarının hükme esas alınması isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş, bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi gidermek amacıyla işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden, İş Kanunu’nun 77. maddesi ve Yönetmelik hükümleri göz önünde tutularak yöntemince rapor alınmak suretiyle olayda işverenin ve işçinin kusur oranlarını saptamak ve alınan raporu mevcut delillerle birlikte değerlendirmek ve çıkacak sonuca göre karar vermektir.
Kabule göre de, bilirkişi tarafından belirlenen maddi tazminat miktarı 396.418,36 TL olup bu miktardan davacıya bağlanan gelirin peşin sermaye değeri olan 203.977,02 TL ile davacıya ödenen 2.530,26 TL geçici işgöremezlik ödeneği ve 323,12 TL sosyal yardım zammının düşülmesi sonucunda hüküm altına alınması gereken sonuç maddi tazminat 189.587,96 TL olduğu halde, geçici işgöremezlik ödeneği maddi zarardan düşülmeyerek sonuçta 192.118,22 TL maddi tazminatın hüküm altına alınması da hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı …’nın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.