Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/3299 E. 2010/7160 K. 21.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3299
KARAR NO : 2010/7160
KARAR TARİHİ : 21.06.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, meslek hastalığı sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine ,
2-Dava, davacının meslek hastalığı sonucu % 60 oranında sürekli iş göremez duruma gelmesi nedeniyle manevi zararının tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
B.K’nun 47. Maddesinde hakimin bedensel bütünlüğün bozulması halinde olayın özelliklerini göz önünde tutularak zarar görene adalete uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vereceği öngörülmüştür. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebilir. Bu nedenle hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir.
Bu ilkeler gözetildiğinde ve somut olayda 1.9.1932 doğumlu olan davacının 1978 yılında işten emekli olmak suretiyle ayrıldıktan 30 yıl sonra meslek hastalığının ilk defa 22.1.2008 tarihinde tespit edilmiş olduğunun, önceden davacıda meslek hastalığına tutulduğuna ilişkin herhangi bir tıbbi belgenin bulunmamasına göre davacı yararına 35.000.00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 48.000,00 TL sına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ.Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine;
” 1-Davanın kısmen kabulüyle 35.000,00 TL manevi tazminatın 22.1.2008 rapor tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,
2- Karar tarihinde yürürlükle bulunan AAÜT gereğince 3.900,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya, 3.900,00 TL avukatlık ücretini davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
3- Alınması gereken 1.890,00 TL karar harcından davacı tarafından yatırılan 945,00 TL harcın tahsili ile bakiye 945,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına ,
4-Davacı tarafından yatırılan toplam 959,00 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
5- Davacı tarafından yapılan toplam 169,80 TL yargılama giderinden takdiren 84,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harçlarının ilgililerine yükletilmesine, 21.6.010 gününde oybirliğiyle karar verildi.