Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/3269 E. 2011/3733 K. 21.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3269
KARAR NO : 2011/3733
KARAR TARİHİ : 21.04.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, yaşlılık aylığının satın alınan basamak sürelerinin fiili hizmetten ve ödemelerin primden sayılarak yeniden hesaplanması ile maaş miktarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının … sigortalısı iken 4956 sayılı Kanun ile eklenen geçici 2. madde gereğince 12. basamakta iken satın aldığı 17. basamağa yükseltilmesi nedeniyle alması gereken yaşlılık aylığı miktarının tesbitine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki delillerden, davacının … sigortalısı iken 1479 sayılı Kanun’a 4956 sayılı Kanun ile getirilen geçici 2. madde hükmü çerçevesinde 12. basamaktan 17. basamağa yükseltme talebinde bulunduğu, bu talebinin davalı Kurumca kabul edildiği, davacının idarenin talep ettiği parayı eksiksiz ödediği, ancak idarece bağlanan yaşlılık aylığının az olduğunu iddia ederek Kuruma itiraz ettiği, fakat bu itirazının reddedildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanun’un 4447 sayılı Kanunla değişik 36. 50., geçici 11., 12. maddeleri ile 4956 sayılı Kanun’la basamak satın alma hakkını getiren geçici 2. maddesidir.
1479 sayılı Kanun’un, 4447 sayılı Kanun’la değişik 36. maddesi 1.1.2000 tarihinden sonra sigortalı olanlara bağlanacak yaşlılık aylığını, 4447 sayılı Kanun’la getirilen geçici 11. maddesinde ise 1.1.2000 tarihinden önce sigortalı olup da 1.1.2000 tarihinden sonra sigortalılığı devam eden sigortalılara bağlanacak yaşlılık aylığının koşulları düzenlenmiştir. Adı geçen geçici 11. maddede “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlara bağlanacak yaşlılık aylığı;
a) Sigortalının, aylık başlangıç tarihindeki toplam sigortalılık süresi esas alınarak, bu kanunun yürürlük tarihinden önce bulunduğu gelir basamağının aylık başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan gelir tablosundaki değer üzerinden, bu kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümlere göre hesaplanan aylığının, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sigortalılık süresinin toplam sigortalılık süresine orantılı olarak hesaplanan tutarı ile,
B) Sigortalının, bu kanunun yürürlük tarihi ile aylık başlangıç tarihi arasında aylar itibariyle prim ödediği gelir basamaklarının bu basamaklardaki prim ödeme süreleri de dikkate alınarak, aylık başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan gelir basamakları üzerinden hesaplanacak ağırlıklı ortalamasının, aylık başlangıç tarihindeki toplam sigortalılık süresi esas alınmak suretiyle bu kanunun 36. maddesinin 2. fıkrasına göre bulunacak aylık bağlama oranı üzerinden hesaplanan aylığın, bu kanunun yürürlük tarihinden sonra geçen sigortalılık süresinin toplam sigortalılık süresine orantılı olarak hesaplanan tutarın toplamıdır. Bu şekilde hesaplanan aylık, bu kanunun 36. maddesinin 3. fıkrasına göre artırılır. 2. fıkraya göre bağlanacak aylık, sigortalının aylık başlangıç tarihindeki toplam sigortalılık süresi esas alınarak, bu kanunun yürürlük tarihinden önce bulunduğu gelir basamağı üzerinden bu kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümlere göre hesaplanan aylığının, bu kanunun yürürlük tarihi ile aylık başlangıç tarihi arasında geçen takvim yılları için, her yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları endeksindeki değişim oranı kadar artırılmış tutarından az olamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
1479 sayılı Kanun’un 4447 sayılı Kanun’la değişik 50. maddesinde de “Bu kanuna göre sigortalıların ödeyecekleri primler ve bağlanacak aylıkların hesabında 24 basamaklı gelir tablosu uygulanır. Tabloda yer alan gelir basamakları her yıl Nisan ayında ilk olarak bir önceki yılın Aralık ayı ile ondan önceki yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları endeksindeki değişim oranları kadar, ikinci olarak bir önceki yılın gayri safi yurt içi hasıla sabit fiyatlarla gelişme hızları kadar artırılarak belirlenir.” hükmü getirilmiştir.
1479 sayılı Kanun’a 4956 sayılı Kanun’la eklenen geçici 2. maddesinde ise, basamak satın alma hakkı ile ilgili düzenleme yapılmıştır. 1479 sayılı Kanun’a 24.7.2003 tarih ve 4956 sayılı Kanun’la eklenen geçici 2. maddesinde “1479 sayılı Kanun’a tabi sigortalı olanlar, bulundukları basamak dahil, bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren üç ay içinde yazılı talepte bulunmak şartıyla, bulundukları basamakları en fazla 12 basamak yükseltebilirler. Basamak yükseltme primi sigortalının talep tarihinde bulunduğu basamaktan, yükselerek intibak etmek istediği basamağa kadar her basamak için ön görülen bekleme süresindeki prim tutarına basamak yükseltme farklarının ilave edilmesi suretiyle hesaplanır. Bu tutarın, ilk taksidinin talep tarihini takip eden ay içerisinde ödenmesi şartıyla ilk taksidin ödendiği ayı takip eden üçer aylık dönemler halinde üç eşit taksitte ödenmesi zorunludur. Basamak yükseltme tutarının tamamen veya kısmen ödenmesi halinde, sigortalı son ödemenin yapıldığı tarihi takip eden aybaşı itibariyle bu ödemenin tam olarak karşıladığı basamağa intibak ettirilir. Basamak yükseltme primleri, primi ödenmiş süreler olarak değerlendirilmez. Basamak yükseltme haklarından yararlanan sigortalılara basamak intibaklarının yapıldığı tarihten itibaren üç yıl sonra, bu kanunda öngörülen diğer şartları taşımak ve talepte bulunmak kaydıyla yaşlılık aylığı bağlanır. Basamak yükseltme talebinde bulunan sigortalının, basamak yükseltme priminin bir kısmının veya tamamının süresi içerisinde ödemeden ölümü halinde, hak sahipleri basamak yükseltme primlerini, bu kanunda öngörülen ödeme süresinin dolduğu tarihten itibaren üç ay içinde ödeyebilirler. Bu tutarın tamamen veya kısmen ödenmesi halinde, birinci fıkra hükümleri uygulanır. Malüllük veya ölüm aylığı bağlanmasında basamak yükseltme primlerinin ödenmesi şartıyla ikinci fıkrada öngörülen üç yıllık bekleme süresi aranmaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Nimet-külfet dengesi, sosyal güvenlik hukukunun temel ilkelerinden biri olup, anılan ilke gelecekte elde edeceği sosyal sigorta yardımlarına karşılık olarak daha fazla prim ödeme külfeti altına giren sigortalıların, fazladan katlanılan külfet karşılığında daha fazla yardıma hak kazanması gereğini doğurmaktadır. Başka bir ifade ile sosyal güvenlik kuruluşlarınca sigortalılardan alınacak primlerle ileride yapılacak yardımlar arasında mutlak bir bağlantı, paralellik sağlanmalıdır. Basamak yükseltme olanağını sağlayan yasa ve konuya ilişkin uygulamayı biçimlendiren diğer düzenlemelerle, primlerin sosyal güvenlik kuruluşu tarafından sigortalılık süreci içerisinde tahsil edilip nemalandırılması ve aktüeryal dengeyi bozmayacak biçimde sigorta yardımlarına yansıtılması amaçlanmıştır.
Ayrıca, basamak satın alma yoluyla yükselme olanağını getiren düzenlemenin gerekçesinde de, primlerin ve emeklilik aylıklarının hesaplanmasında esas alınan basamak sayısının 1479 sayılı Yasa’da sonradan yapılan düzenleme ile 24 olarak benimsenmesi nedeniyle “Bu düzenleme sonucu emeklilik programlarını 12 basamaklı sisteme göre ayarlayan sigortalıların mağduriyetlerinin önlenmesinin ” amaçlandığı açıklanmıştır.
Somut olayda, basamak yükseltme hakkından yararlanarak prim borcunu ödeyip, üç yıllık süreyi de geçirdikten sonra aylık başvurusunda bulunan davacının, 1479 sayılı Yasa’nın geçici 11. ve geçici 2. maddesi uyarınca yaşlılık aylığının 1.1.2000 öncesi ve sonrası dönemine ilişkin hesaplanmasında mahkemece alınan bilirkişi raporu yetersiz olup denetime elverişli değildir.
Yapılacak iş, davacının … sigortalılığı nedeniyle geçici 2. madde doğrultusunda basamak satın alma hakkından yararlandığı gözetilerek, konusunda uzman üç kişilik bir bilirkişi heyeti teşekkül ettirilerek, yukarıda yapılan açıklamaların ışığı altında 1479 sayılı Kanun’a 4447 sayılı Yasa’yla getirilen geçici 11. maddesi ilkeleri doğrultusunda 1.1.2000 öncesi ve sonrasına ilişkin a ve b aylıklarının denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak hesaplattırılması, 4956 sayılı Yasa’yla getirilmiş geçici 2. madde çercevesinde basamak satın alan davacının ileriki yıllarda 24. basamaktan emekli olacak olan emsalleri ile de kıyaslama yapılarak, nimet-külfet dengesi ve aktüeryal dengelerin bozulmaması ilkeleri de gözönünde bulundurularak ve yine 1479 sayılı Kanun’da yapılan düzenlemelerle yaşlılık aylığı bağlanmasında en son 1.7.2003 tarihli gelir tablosunun kullanılması gerektiğinin yasa hükmü altına alındığı hususu da gözardı edilmeksizin, buna göre davacının satın aldığı basamağa göre yaşlılık aylığının hakkaniyete uygun şekilde hesaplattırılmak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermek gerekmektedir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.04.2011 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
(M)
KARŞI OY GEREKÇESİ
Davacı, dava dilekçesinde ; 1479 sayılı Yasaya 4956 sayılı Yasa ile eklenen geçici 2. maddeye göre basamak satın aldığını ve 18. basamaktan aylık bağlandığını, aylığı düşük bağlandığından aylığının tesbitini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100 TL. Aylığın yasal faizi ile tahsilini istemiştir.
Davanın yasal dayanağı, 1479 sayılı Yasanın geçi 2. maddesi yanında, 1479 sayılı Yasanın geçici 11. maddesidir. Sözü edilen, 4447 sayılı Yasanın 39 maddesi ile eklenen 1479 sayılı Yasanın geçici 11 maddesinde;
“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlara bağlanacak yaşlılık aylığı; a)Sigortalının, aylık başlangıç tarihindeki toplam sigortalılık süresi esas alınarak, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce bulunduğu gelir basamağının aylık başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan gelir tablosundaki değeri üzerinden, bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümlere göre hesaplanan aylığının, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sigortalılık süresinin toplam sigortalılık süresine orantılı olarak hesaplanan tutarı ile,
b) Sigortalının, bu Kanunun yürürlük tarihi ile aylık başlangıç tarihi arasında aylar itibariyle prim ödediği gelir basamaklarının bu basamaklardaki prim ödeme süreleri de dikkate alınarak, aylık başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan gelir basamakları üzerinden hesaplanacak ağırlıklı ortalamasının, aylık başlangıç tarihindeki toplam sigortalılık süresi esas alınmak suretiyle bu Kanunun 36 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre bulunacak aylık bağlama oranı üzerinden hesaplanan aylığın, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra geçen sigortalılık süresinin toplam sigortalılık süresine orantılı olarak hesaplanan tutarı, toplamıdır. Bu şekilde hesaplanan aylık, bu Kanunun 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre artırılır. İkinci fıkraya göre bağlanacak aylık, sigortalının aylık başlangıç tarihindeki toplam sigortalılık süresi esas alınarak, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce bulunduğu gelir basamağı üzerinden bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümlere göre hesaplanan aylığının, bu Kanunun yürürlük tarihi ile aylık başlangıç tarihi arasında geçen takvim yılları için, her yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranı kadar artırılmış tutarından az olamayacağı” hükmü öngörülmüştür.
Davada öncelikli sorun; Kurum işlemine ilişkin belgelerden davacının basamak satın alarak basamaklarını yükselttiği ve yükseldiği son basamak üzerinden aylığının bağlandığı anlaşılmasına karşın, yukarıda sözü edilen (a) bendindeki 01.01.2000 tarihi öncesine ilişkin kısmi aylığı bağlanırken bu tarih itibarıyla basamak intibakının yapılıp yapılmayacağı noktasıdır.
Çoğunluk görüşü gerekçesinde, basamak intibakının yapılıp yapılmayacağı noktasında bir açıklık bulunmamaktadır. Basamak satın alan davacının ileride 24. basamaktan emekli olacak emsallerine göre kıyaslama yapılması gerektiğinden söz edilmiştir. Nimet külfet dengesi ve aktüeryal dengelerin bozulmaması ilkesinden sözedilmektedir.
Sosyal güvenlik mevzuatımızda kıyas yolu ile aylık bağlanacağına dair bir hüküm yoktur. Aylık, 1479 sayılı Yasanın ilgili maddelerinde yer alan düzenlemelere göre hesaplanır. Aktüerya konusu mevcut yasalar düzenlenirken, yasama organı tarafından dikkate alınmalıdır. Mevcut mevzuata göre sigortalının hak ettiği aylığın aktüerya dengesinden sözedilerek eksik ödenmesi düşünülemez.
Dairemiz kararında, intibakın yapılıp yapılmayacağı konusunda bir belirleme yapılmamıştır. Oysa, basamak satın alan davacı tüm basamaklarda bekleme süresi dahil olmak üzere prim farklarını ödemiştir. Tüm basamakların prim farkları tahsil edildikten sonra, intibak yapılmaksızın, geçici 11. maddenin (a) bendindeki 01.01.2000 tarihi öncesine ilişkin kısmi aylık hesaplanırken sigortalının basamak satın almadan önce bulunduğu basamağın dikkate alınması usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda özetle anlatılan gerekçelerle çoğunluğun görüşüne katılmadığımdan hükmün bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı gerekçesi ile bozulması gerektiği düşüncesindeyim.
Şöyle ki; Bilirkişi raporunda, davacının 01.10.2006 tarihinde basamak satın alarak 23 basamağa yükseldiği, intibakı yapıldığında 01.10.2004 tarihinde 22, 01.10.2002 tarihinde 21 ve 01.10.2000 tarihinde 20. basamağa intibakının yapılacağı, dolayısıyla 01.01.2000 tarihinde de 20. basamakta olacağı ve birinci kısmi aylığının bu basamaktan hesaplanacağı doğrudur.
Ne varki, bilirkişinin, birinci dönem kısmi aylığının aylık bağlama oranını davacının 4447 sayılı Yasadan önceki 1479 sayılı Yasanın 36. maddesine göre “son basamakta bir yıl ödemişse basamağın %70i, 25 yıldan sonra her tam yılda %1 Arttırılır” şeklinde hesaplanacağından, 9105 gün karşılığı 9000 gün =25 yıl için %70 olduğu halde %63 alması, İkinci dönem kısmi aylığını ise 4447 sayılı Yasa ile değişik 36 maddeye göre “sigortalının toplam sigortalılık süresinin ilk on tam yılının her bir yılı için % 3,5, takip eden onbeş tam yılın her bir yılı için % 2 ve yirmibeş yıldan fazla her bir tam yıl için % 1,5 oranlarının toplamı” olarak hesaplanacağından ilk on yıl için %35, sonraki 15 yıl için %30 olmak üzere aylık bağlama oranı %65 alması gerekirken, ilk dilimi %63 ikinci dilimi %70 üzerinden yanlış hesapladığı görülmektedir.
Bilirkişi raporunda, her iki kısmi aylık hesaplanırken aynı tabloda hesaplamış olup denetime elverişli değildir.
Niza, birinci kısmi aylığın eksik hesaplandığı noktasında toplanmaktadır. Kurumdan birinci ve ikinci kısmi aylığın nasıl hesaplandığına dair belgeler getirtilmeli uyuşmazlık birinci dönem kısmi aylığı ile ilgili olduğundan bilirkişiye birinci dönem kısmi aylığı hesaplatılmalı ve aylık güncellemesi de yaptırılmalıdır. Kurumun aylık hesabına ilişkin belgeleri getirtilmeden, denetime elverişsiz olan raporla sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hükmün belirttiğim nedenlerle bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.21.04.2011