Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/3157 E. 2011/3765 K. 21.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3157
KARAR NO : 2011/3765
KARAR TARİHİ : 21.04.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalı işveren nezdinde 19.6.1998- 5.3.2008 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan … Kurumu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacının temyizine gelince;
Davacı 19.6.1998-5.3.2008 tarihleri arasında aralıksız çalıştığı halde bir kısım çalışmalarının bildirilmediğini ileri sürerek davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma eksik bildirilen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, istemin kısmen kabulü ile davacının 21.7.2000-31.8.2000 tarihleri arasında 40 günlük eksik bildirilen çalışmasının tespitine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak varılmıştır.
Dosya içeriğinden, davacının çalışmaları ile ilgili Kuruma bildirimlerin 21.7.2000 -2.11.2007 tarihleri arasında ayda 30 gün üzerinden çalışma sürelerinin tam olarak bildirildiği iş yeri dönem bordrolarının Kuruma verildiği ,dinlenen davacı bordro tanığı … Temmuz 2003-2007 yaz aylarına kadar çalışmasına rağmen kendisi ile ilgili bildirimin 2004 yılında başladığını, ancak davacının 1998 yılından itibaren aralıksız çalıştığını belirttiği, tanık … 2006 yılı mart ve Nisan aylarında 2 ay kadar davalı iş yerinde çalıştığını kendisi ile ilgili bildirim yapılmadığını, ancak davacı ile 2001 yılından itibaren aynı mahalle de oturduğunu ve davalı işyerinde çalıştığını bildiğini davalı tanıkları … 2001 yılında işe girdiğini davacının 2007 Kasım ayına kadar çalıştığını diğer tanık … ise davacının 2000 yılı yaz aylarında işe girerek 2007veya 2008 yılında işten ayrıldığını ayrılış tarihini tam hatırlayamadığını belirtmiştir.
506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespit davasının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılI delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne varki bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Mahkemenin bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiğini göz önünde tutarak gerektiğinde; doğrudan soruşturmayı genişletmek suretiyle ve olabildiğince delilleri toplaması gerekmektedir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan bordro tanıklarının bir kısmının ihtilaflı dönemin tamamında bildirimi bulunmamakta ,bildirimi bulunanlar ise davacının işe tanıklar davacının işe giriş ve çıkış tarihleri konusunda net bilgi verememektedir. Her ne kadar imzası davacı tarafından kabul edilen tarihsiz “ibraname” başlıklı belgede davacının 21.7.2000-20.11.2007 tarihleri arasında çalıştığı ve bu döneme ilişkin işcilik alacaklarının alındığı bildirilmiş ise de ne zaman düzenlendiği belli olmayan, bilgisayarda matbu olarak düzenlenmiş, çalışma dönemi elyazısı ile yazılmış, davacı tarafça baskı ile imzalatıldığı iddia edilen, çalışma süresine ilişkin tarihler ile davacının isim ve imzasının farklı kalemlerle yazıldığı, bu belge geçerli bir ibraname niteliği taşımamaktadır.
Yapılacak iş; iş veren tarafından dönem bordrolarının düzenlenerek Kuruma verildiği, dinlenen tanıklar dışında da çok sayıda bordro tanığının bulunduğu görülmekle mahkemece soruşturma derinleştirilerek ,ihtilaflı dönemin tamamında bildirimi ve çalışması bulunan yeni bordro tanıkları dinlenerek davacının çalışmasının hiç bir kuşku ve teredüte yer vermeyecek şekilde tespit olunmalı ,bordro tanıklarının ifadeleri ile yetinilmemesi yada bordro tanıklarının adresine ulaşılamaması durumunda zabıta marifetiyle tespit edilecek, işyerine o tarihte komşu olan, kayıtlı iş yeri sahiplerini ve adreslerini açık ve net olarak belirleyip, Belediyeden ve Vergi Dairesinden bu iş yerlerinin kayıtlarını getirip komşu ve yakınlıklarını tespit etmek, sonrasında bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının kayıtları SGK’dan getirtilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.