YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2906
KARAR NO : 2010/7329
KARAR TARİHİ : 22.06.2010
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerde 101.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi, davacılar ve davalılar vekillerince istenilmesi ve davalılar vekillerince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.6.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan … İnş. Ltd. Şti vekili Avukat …, … İnş. Tes. A.Ş. vekili Avukat … ile karşı taraf vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacıların tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava 07.10.1998 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu “ölen” sigortalının “hak sahiplerinin” manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmişse de manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, davacılar yararına manevi tazminatların fazla takdir edildiği anlaşılmaktadır.
Davacıların eşi, kardeşi ve çocuğu olan sigortalı …’nın öldüğü iş kazasında, sigortalının % 15, davalı işveren …. İnş ve Müh Ltd Şti’nin %50, davalı asıl işveren … İnş ve Tes. AŞ’nin % 30 ve dava dışı iş yeri çalışanlarının % 5 oranında kusurlu bulundukları dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı eş … ile davacı anne … ve baba … yararına ayrı ayrı 15.000,00’er TL davacı kardeşler …, …, … yararına ayrı ayrı 3.000,00’er TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, davacı eş … yararına 25.000,00-TL, davacı anne … ve baba … yararına ayrı ayrı 20.000,00’er TL, davacı kardeşler …, … yararına ayrı ayrı 6.000,00’er TL manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine;
“1-Davacıların davasının kısmen kabulü ile takdiren davacı eş … ile davacı anne … ve baba …yararına ayrı ayrı 15.000,00’er TL, davacı kardeşler … . yararına ayrı ayrı 3.000,00’er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 63.000,00-TL tazminatın olay tarihi olan 0710.1998 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan dayanışmalı olarak alınarak davacılara verilmesine, fazla manevi tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gereken 3.402,00-TL ilam harcının davalılardan dayanışmalı olarak tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 14,00-TL başvurma harç giderinin davalılardan dayanışmalı olarak tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Reddedilen ve kabul edilen miktarlar nazara alınarak, davacı tarafça yapılan yargılama giderinden takdiren 80,00 -TL’nin davalılardan dayanışmalı olarak alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları üzerinden davacı eş … ile davacı anne … ve baba .. yararına ayrı ayrı 1.800,00’er TL, davacı kardeşler…., ….. yararına ayrı ayrı 575,00’şer TL avukatlık ücretinin davalılardan dayanışmalı olarak alınarak davacılara verilmesine,
6- Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davalılar yararına reddedilen manevi tazminat miktarları üzerinden tarifenin 10/2 maddesi hükümleri dikkate alınarak davacı eş … ile davacı anne … ve baba …’nın her birinden 1.800,00’er TL, davacı kardeşler …., …’nın her birinden ayrı ayrı 575,00’şer TL alınarak davalılara verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve kararın düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına, davalılar yararına takdir edilen 750,00 TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden ilgilisine yükletilmesine, fazla alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 22.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.